Aşkın Kollarında || Julianne MacLean ~Yorum

5 Mar 2013

Kitaptan Alıntı
Seger gözlerini kapattı. Clara onun çenesindeki kasların gerildiğini gördü..Clara da gözlerini kapatarak alnını onunkine yasladı.
"Cenneti gördün mü ?"
"Tanrım, evet."
"Neye benziyordu?"
"Sana."




Aşkın Kollarında || Julianne MacLean

İlk kitabı okuduğumda ikincinin çok iyi hatta beklemeye değecek bir kitap olacağını biliyordum.Açıkçası yazar ilk kitaptan bile Clara'nın hikâyesini okumadan sevdirmişti bana.Ve kitabı bitirmiş birisi olarak gerçekten beklediğime değdiğini düşünüyorum.
Eğlenceli , romantik ve aşk dolu bir kitap olmasıyla beni çok etkiledi bu hikâye.Ne zamandır dolu dolu bir historical okumamıştım.Şu sıralar iyi gittiğini söyleyebilirim.
İlk kitapta yazar James'in sarsılmış çocukluğunun etkisini öyle bir işlemişti ki, aşkın pek etkisinde kalmamıştım.Daha çok dramatik yanını verdiği bir aşk hissetmiştim.Sophia, kocası kendisinden ne denli uzak dursada onun yaralı kalbine erişti ve sonunda harıl harıl bir macerayla ilgi çekici bir şekilde sonlandı hikâyleri..
Her ne kadar bunda da Seger'ın geçimişinden gelme bir acı olsada James'inki kadar mariz ortada değildi.Bu yüzdende yazarın aşkı daha iyi hissettirdiğini düşünüyorum.Hele bir de kararkterlerimiz diri bir ruha sahip olunca kitap tadından yenmiyor. Seger , çapkın bir hergele iken Clara tutkulu bir macera düşkünü ve tabi bu özellikleri çiftimizi birbirine mıknatıs misali çekiveriyor.Sonrası ise aşkın harika bir örneği :))

Kitapta eleştirdiğim yerlerde yok değil. Evet çok beğendim ama birkaç yerede eleştirim var, ne yazık ki. Öncelikle çeviride -her ne kadar çevirmende bir suç olmasada- şu Lort işinden nefret ediyorum. TDK'da nasıl geçerse geçsin Lort uymuyor.Bunun dışında akıcı bir çevirisi ve güzel bir anlatımı vardı.
Ama tabi karakterlerin ki özellikle de Clara'nın Seger'a güvenmemesi benim kitaptaki baş eleştirimdir. Yahu insan bu kadar mı bağnaz birisi olur? Tamam , aşıksın , seviyorsun ve sevilmek istiyorsun.Ama sen bu adamla evlenirken onun geçmişten bir yarası olduğunu biliyordun. Ne diye sürekli aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önüne serer anlamadım.O kısımlar çok uzatılmış.Dönüp dolaşığ ilk aşkı Daphne'ye gelmemiz beni sinir etti.
Yine de Seger'ın da Clara'nın da yaşadıklarından güzel bir ders aldıkları ve birbirlerine ait olduklarını anlamak zor olmadı.

Kızımız kendisini ablasının katıldığı bir baloya gitmek için yolda sanırken bir anda adı çıkmış, sadece YEB'e(Yalnızca Evli Bayanlar) ithaf eden bir baloda bulunca ve balonun amacını anlayana kadar neredeyse Seger'ın kollarında erimek üzere olunca çiftimiz tanışıverir.Tanışmada tanışma yani. Seger'ın Clara'nın bâkire bir kız olduğunu öğrendiğinde evine git diye kapıdan postalaması.Ki özellikle de "neredeyse yakayı kaptırıyordum," tepkileri çok eğlenceliydi. 
Amma velakin, yakayı o vakit kaptırmasada Clara'daki inat o yakayı kapacak. :D Seger'dan hoşlanınca kendisini tekrar YEB topluluğuna atar.Ee, Seger'daki  direnişte bir yere kadar tabi.
Her hâlükârda kaderleri bir yazılmış. Balolar olmasa bile Clara istediğini elde etmeye alışık bir romantik olduğu için Seger'ın hovarda, adı çıkmış bir çapkın ve avare birisi olması umrunda olmaz.Ne yapar ne eder kendisini uygun şartlarda Seger'la bir araya getirtir.Ve sonunda kalbinin prensinin yakasını kapar..
Sonlarına kadar Seger'ın Clara'nın güvensizliklerinden çektikleri için adama çok acıdım ama sonunda işler tepetaklak olunca da ister istemes Clara'ya acır oldum.
Adamın öyle bir üvey anası var ki, kızın hayatını cehenneme çevirmeye ant içtiler.
Eh, ama aşk her zaman kazanır değil mi ? :D
Ben sevdim bu kitabı. Seriyi takip edenler kesinlikle okumalı..

                                                MY RATING: 4,5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS