Kapaklar&Modelleri Part #2

31 May 2013


Evet, geçen hafta bu yazı dizimde ilk partiyi yayımlamış ve size birkaç kitapta kullanılmış model resimlerin asıl hallerini göstermiştim. Bu haftada Part #2 ile yazıma devam ediyorum.İnşallah elimdeki resimlerin hepsini bu şekilde paylaşacağım.Çünkü ben incelerken çok keyif alıyorum.Sizinde keyif almanızı çok isterim.
Geçen hafta yayımlamış olduğum Kapaklar&Modelleri Part #1'i görmemişler; TIK TIK diyoruz ve buradan bir inceleme yapıyoruz. :))
Gelelim bu haftanın kapaklarına değil mi? Bu haftakileri biraz basit tuttum ama onlarda ilginç bana göre.





Linda Howard - ALEV ALEV
Kapağın orjinal haline diyecek fazla bir laf yok zira
aynen gördüğünüz gibi kırmızı bir örtüyü çenesinden aşağı tutuyor.




Seni Sevmek İstemedim / FMA
Bu kapağı ilk gördüğümde Alacakaranlık'ın ilk afişlerinden
birisine benzetmiştim.Kapak çok vampir kitabı izlenimi veriyor.
Orjinal resmi birkaç ton soluklaştırıp mavi ile renklendirmişler.

SAra Shepard/Acımasız
Martı'nın sevilen serilerinden Sevimli Küçük Yalancılar'ın Acımasız 
kapak modeli. 

Güneş Demirel/Sen Yokken
Benim favori yazarımın bu kapak modeli
için çok arama yaptım ama sonunda amacıma
eriştim.Görüğünüz üzere kapakta çok da
sıradan birşey yok.


Nicole Byrd / Sözde Nişanlı
Bu kitabı almama sebep olan şu kapağıydı zaten.
Görüleceği gibi birkaç ton oynanıp arkaplan sadeleştirilmiş.


Toni Blake / Deli Dolu Bir Yaz
Kapağın orjinal hali sahilde tatilde olan bir çifte ait.
Diğer pozları bu kadar tatlı değil. İyi bi' kare seçilmiş.


Dilek Kılıçdemir/İkilem
Kapağın orjinali sağda görülüyor. Modelleri alıp 
üzerinde birkaç texture ve arkaplan desteğiyle 
güzel bir kapak oluşturmuşlar.

Londra'nın Vampirleri
Kapağa diyecek alaf yok. Çok basit.Resmi koymuşlar
üstüne kitabın ismini yazmışlar.Hiç beğenmedim ama
görünce hemen ekledim albüme :D


Karen McQuestion/Aşka Merhaba
Ve günün favorisi.Bunu ilk gördüğümde hangi kapağa ait
olduğunu anımsamam zaman aldı.Zira detaylar çok net aklımda 
kalmamış tek anımsadığım kahvlatı tepsisiydi. :D
Rachel Gibson/İlişki Durumu:Karmaşık
Nemesis bu tür kitaplarında hep ilitrasyon kullanıyor.
Kapak tamamen tesadüf eseri denk geldi.Yoksa çok benzer
resimler mevcut. Bulmak istesem zorlardı. :)



Wait For You || Jennifer L. Armentrout - Alıntılar

30 May 2013





Ülkemizde Dex Yayınları'ndan çıkan YA kitaplarıyla(Melez Sözleşmeleri ve Lüx Serisi) tanıdığımz Jennifer L.Armentrout'un New Adult türündeki bu romanı DEX'in yeni kolu DEXPLUS markasıyla çok yakında bizlerle olacak.Yazar bu türdeki yetişkin kitaplarında diğer ismi olan J.Lynn'i kullanıyor.Bu kitabında da her iki ismini de görebilirsiniz. Kitap yurt dışında oldukça beğenilen ve ilgli gören bir kitap. Geçmişinde yaşadığı bir olaydan kaçmak ve yeni bir hayata başlamak isteyen genç bir kızın, yolu yakışıklı ama bir o kadar da tehlikeli bir gençle kesiştiğinde yaşadıkları olayları anlatıyor. Henüz kitabı okumadım. Çıkmasını bekliyorum açıkçası. Ama  popüler ve okunası bir kitap olduğu ortada :D



Cam'in göğsüne doğru uzandım, başımı geri yasladım ve yanak çukuruna eriştim.
Ağzını tutup benimkine yaklaştırdım ve onu yavaşça öptüm. "Teşekkür ederim."
Dudaklarının bir köşesi yukarı doğru kıvrıldı."Ne için?"
"Beni beklediğin için."

“Sen gerçekten…”
“İnanılmaz? Mükemmel?” durdu, kaşlarını kaldırdı. “Şaşırtıcı?”
“Ben tuhaf ile devam edecektim.”
 “Hay, lanet. Eğer duygularım olsaydı, kesinlikle incinirlerdi.”


“Mükemmeldin.”
Ağzını benimkine bastırdı. “Çünkü sadece seninleydim.”




“Birisini sevmek ve birisine âşık olmak arasında fark vardır.”




“Daima bir yarın vardır.”
Onu izledim. “Yarın hiçbir şey değişmeyecek.”
“Göreceğiz.”
“Görecek bi’ şey yok. Vaktini boşa harcıyorsun.”
“Seni ilgilendirmez, bu benim zaman kaybım,” diye cevap verdi.




“Seninle ciddiyim, Avery. Eğer beni gerçekten istiyorsan, bana sahip ol.”
Gözlerimi kapatıyorum, ellerimi göğsüne yerleştirdim. “Seni gerçekten istiyorum.”




“Umudum var çünkü seni seviyorum-  sana âşığım, Avery. Muhtemelen ben daha farkına varmadan bile
önce âşık oldum sana.”



“Seni seviyorum.”
“Biliyorum.”
“Kendini beğenmiş.”
“Kuşkusuz. Seni seviyorum, tatlım.”




“Herşey yolunda mı?” Cam, elini sırtıma koyarak sordu. Kaşları endişeyle çatılmıştı.
“Evet.”  Telefonumu çantamın içine geri attım.
Herşey yolundaydı. Belki mükemmel değildi ama hayatın mükemmel olması gerekmiyordu.



“Sen iyi bir adamsın, Cam.”
“Hayır, değilim.” Derin bir nefes verdi. Yanağıma değen nefesi ılıktı. “Ben sadece seninle iyiyim.”


Emma: A Victorian Romance || Anime Tanıtım

29 May 2013


Orjinal Adı: Eikoku Koi Monogatari Emma
İngilizce Adı: Emma: A Victorian Romance
Türkçe Adı: Emma: Bir Victorya Dönemi Romantizmi
Türü: TV Serisi
Kategori: Tarihi Aşk, Shoujo, Aile, Sosya Yaşam, Drama
Bölüm Sayısı: 12
Sezon Sayısı: 1/2

Emma: A Victorian Romance

Hem bir anime sever hem de bir kitpa kurdu olarak bu animeye hasta oldum, bayıldım, hayran kaldım. O kadar yani ! Neden mi? O kadar çok sebebi var ki , say say bitmez ama en önemlisi "historical romance" okuyan bir kitap sever olarak onun türünde bir anime izlemek paha biçilemezdi benim için.


Animemizin birçok şeyi betimleyerek gözümüzün önüne getirdiğimizi düşünürsek bu anime de canlı canlı görmenin nasıl bir etki yarattığını anlayabiliyorsunuzdur.Çünkü kitabın her bölümünde anlatılan Londra'nın mekanları, balolar vs. bu anime de görsel olarak işlendiği için izlerken beni benden aldı.Konu olarak klasik hatta sonlarına kadar pek birşey barındırmasa da ilk sezon için çok romantik bir aşk hikâyesi izlediğimi düşünüyorum. Aslında bu animeye daha önce bir iki kez denk gelmiş ama çizimlerden ötürü izlememiştim. 
Ne büyük bir hata! Zira , o dönemler için çok güzel karakterler çizmişler bence. İzledikçe daha net anladım. Bu türü de sevdiğimi düşünürsek keşke daha erken izleseymişim.Londra'nın o değişmez katî kurallarında ayakta durmaya çalışan ama imkansız bir aşkı işleyen bu anime çok hoşuma gitti ve benim gibi historical romance severlerin de beğeneceğine eminim. Denemeyen kalmasın. Zira, ben şimdi 2. sezonuna geçeceğim. İlk sezon çok dokunaklı bitti. T__T


Konuya gelirsek;


Emma, eski bir mürebbiyenin yanında bir hizmetçidir ve birgün bu mürebbiyemizin eski öğrencilerinden birisi kendisini ziyerete geldiğinde Emma ile karşılaşır. Karşılaşmaları komik ama oldukça da tatlı bir karşılaşma :)) Emma bir hizmetçi William ise bölgenin zenginlerinden ama ünvanı olmayan saygın bir beyefendidir.Ailesi , özellikle de babası oğullarının iyi bir izdivaç yapmasını ve bu sayede de aileye bir ünvan gelmesini umarken William bizim Emma'ya ilk görüşte vurulur. Hergün onu görmek için kendisine bahaneler yaratmasını yanı sıra kızımızı görmediği günler şapşal bir âşık gibi dolanır durur.
Ve, bir anda çiftimiz kendilerini birkaç masum sohbet, Hyde Park'ta gezinti ve daha birçok eğlenceli zamanı beraber geçirirken buluverirler.

Ama William'ın babası istediğini elde etmede kararlıdır ve oğlu için bir gelin seçer! William, babasının kendisine ayarlamaya çalıştığı izdivaca engel olmaya çalışırken bir yandan da en yakın dostunun Emma'dan hoşlandığını fark eder ! Hem de en yakın arkadaşı bir Arap Prensidir ve kendisine bir eş aramaktadır. William ise babasının kendisine layık gördüğü izdivaçtan kurtulmak için bir yol..Emma, hem bu iki erkek arasında bir savaş verirken hem de asıl savaşı Londra'nın katî kurallarına karşı verir. Peki bu savaşı Londra'nın statüsü mü kazanacak yoksa aşk mı?



ANİME TRAILER:

Harlequin || Haziran Kitapları

27 May 2013


Evet, yine bir Harlequin fırtınası ve yeni ayın kitapları :D
Her ay sırf Historical kitaplarını merakla beklediğim için ayın 25'i dedimi gözlerim Harlequin sayfasını tarıyor. Ve bu sabah itibariyle de Haziran ayının kitaplarnı da görmüş olduk. Benim yine tabi ki alacağım kitap historical olacak. Her ne kadar bu serinin ilk kitabı Fırtınalı Denizler'i okumamış olsam da , bunu cidden merak ettim.Neysee. Biz kitapların konularına ve tanıtımlarına geçelim =)


LYNNE GRAHAM - KIZIL GÜZELLİK

Giannis’in gözleri o kızıl güzelliğe bir kere değdi, bir daha da kendini alamadı. Onun amacı Maddie Conway’i kendi istediği sürece sevgilisi olarak tutmaktı. Çünkü eninde sonunda evlendiğinde, yanında kendi zenginliğine ve klasına uygun bir eş istiyordu...
İmparatorluğunu yönetirken en küçük riski bile göz önüne alan Giannis, Maddie’nin cinsel cazibesine kapılınca gafil avlanmıştı. Bir saatlik müthiş zevkin bedelini ağır ödeyecekti.

SARAH MORGAN – SATILIK KALP

Stefanos Ziakas, iş dünyasında babasının en nefret ettiği rakibidir. Ancak ilk kez bir erkek Selene Antaxos’a kendini güzel hissettirir. Hayatında yeni bir sayfa açmak isteyen Selene, çaresiz, yardım için Stefan’a gider.
Ancak bu taş kalpli iş adamı, hayallerindeki beyaz şövalyeye benzememektedir. Kısa sürede kalbini ve bedenini teslim eden Selene, kandırıldığını ve büyük bir hata yaptığını fark ettiğinde artık ruhunu ve kalbini düşmana satmıştır!





LINDA WINSTEAD JONES - RAINTREE: ADALET

Raintree sadece bir soyadı ya da bir soyağacına düşülen bir not anlamına gelmiyordu. Bu onların kaderiydi…
Cinayet dedektifi olan Gideon Raintree hem elektriği kontrol edebiliyor hem de hayaletlerle konuşabiliyordu. Karanlık kalpli Ansara büyücülerinin üstlerine saldığı acımasız seri katille başa çıkabilmek için bütün güçlerini kullanmak zorunda kalacaktı. Ama bundan önce, baş döndürücü ortağı Hope Malory’yle ilişkisini çözmek zorundaydı. Tam bir savaşın ortasındayken âşık olacağını düşünmemişti hiç. Kötülük tüm köşe başlarını tutmuş, onlara pusu kurarken Gideon ve Hope, aşklarını, ailelerini ve henüz doğmamış çocuklarını korumak için zamana karşı müthiş bir yarışın içinde bulacaklardı kendilerini.

Aşk, gerilim ve macera… Raintree: ADALET’te bunların hepsi var, soluk soluğa takip edeceğiniz bir hikâye bu. Linda Winstead Jones’un, tam da anlattığı hikâyenin doğasına uygun olarak, büyülü bir kalemi var!
Linda Howard, New York Times bestselling author





SOPHIA JAMES – FIRTINADA BİR GECE

Lord Taris Wellingham, rüzgârın sertleştiğini ve havanın iyice soğuduğunu hissedebiliyordu. Başını hafifçe yana eğip, tekerlerden gelen sesi dinlemeye başladı. Ters giden bir şeyler vardı. Elini cama koyduğunda, tekerlerden gelen titreşimin, arabayı sarstığını hissetti. Arabadakileri uyarmak için ayağa kalktı, ancak geç kalmıştı. Araba, arabacının gecenin sessizliğini yırtan haykırışıyla, yana doğru eğildi ve hemen ardından da, büyük bir gürültüyle Taris’in olduğu tarafa doğru devrildi.
Her şey o kadar ani olmuştu ki, Beatrice Maude Bassingstoke ne olduğunu anlayamamıştı. Başında bir acı hissediyordu ve dudağının kenarından kan akıyordu. Tanrım! Korkunç bir kaza geçirmişlerdi. Alacakaranlıkta, koyu saçlı, uzun boylu adamın, cansız bir bedeni arabanın devrilen tarafına doğru taşıdığını gördü. Adamın saçları rüzgârda dalgalanıyordu ve üzerindeki siyah takım elbiseyle, Kara Şövalyeyi andırıyordu. Arabadakilerin hayatı, arabanın kopan kapısını bulmak için dışarı çıkan şu adama bağlıydı ve onun dışarıda kaldığı her dakika, içerideki paniğin daha da artmasına neden oluyordu. Bea, onun yardıma ihtiyacı olabileceğini düşünerek, eşarbını başına sıkıca sarıp, dışarı çıktı. Ve işte adam oradaydı, bir kaç metre kadar ötede...





BİR GECELİK SONSUZLUK – MAUREEN CHILD

Rick Pruitt, çocuk yaşlardan beri Sadie Price’a platonik olarak âşıktı. Bir gece tüm kurallara karşı gelerek, Rick’le Saide ateşli bir gece geçirmişlerdi.
Yıllar sonra bile ikisinin de yüreğinde o gecenin anısı saklı kalmıştı. Ve tabii bir de… Sadie’nin o büyük sırrı.
Üç yıl sonra tekrar karşılaştıklarında, ikisi de artık çocuk değildi. Sadie’nin, Rick’ten gizlediği büyük sırrı onları hiç ummadıkları bir sona doğru sürüklemeye başlayacaktı.


AŞK RULETİ - CAT SCHILED

Ünlü iş adamı Sebastian Case, asistanı Missy Ward’a her şeyiyle güveniyordu. Las Vegas’a geldiklerinden beri Missy adeta evrim geçirerek başka bir kadına; daha çekici, daha zeki ve çok daha yakıcı bir kadına dönüşmüştü. Şimdi de istifa ediyordu ve Sebastian onu yanında tutmak için her şeyi yapabilirdi, önerdiği delice bahsi kabul etmek de dâhil… Rulet çemberinin tek bir dönüşü kaderlerini belirleyecekti.




TUTKULAR VE GERÇEKLER – SANDRA MARTON

Jacob Wilde, ilk gençliğinden itibaren hızlı, coşkulu ve dolu bir hayat yaşamıştı…
Jacob Wilde’ın hareketli geçmişinin, özellikle çapkınlık hikâyelerinin dedikodusunu çok duymuştu Ama Addison'un tek düşündüğü, kendi geleceğiydi. Üstelik bu gelecekte, inanılmaz kibirli olan bu adama yer yoktu!
Addison, Jake'in bildiği kadınlara benzemiyordu. Addison onunla tartışmaktan fazlasını yapıyor, ona meydan okuyordu…

HEIDI RICE – UNUTULMAYAN GECE

Tess’i bir anda etkisi altına alan tensel uyum ve bugüne kadar yaşadığı en vahşi geceyi unutması mümkün olmayacaktı.
Nate’i yatağından ve zihninden uzak tutmakta zorlanmasının tek nedeninin elbette kararlılık olması gerekiyordu. İyi de bugüne kadar tanıştığı en çekilmez adamı neden bu kadar çok arzuluyordu.





KADINLAR NE İSTER – SANDRA MARTON

Acımasızlığıyla nam salmış ünlü avukat Caleb Wilde’ı o partiye getiren tek şey nezaketti. Partide tanıştığı sarışını ise haftalar sonra bile buruşuk beyaz çarşafların içinde rüyalarında görüyordu.
Caleb bir gün kardeşinin ısrarı sonucu eline aldığı dosyada Sage’in adını görünce, onu kandıran bu kadından intikam alabileceğini düşündü.
Fakat kaderin, neler hazırladığını ikisi de bilmiyordu…


MELANIE MILBURNE – HIRÇIN GÜZEL

Gabriella St.Clair çaresiz bir durumdaydı. O ve ailesi iflasın eşiğindeydi. Ona yardım edebilecek tek insan, onun yalvardığını görmek isteyen bir erkekti.
Acımasız zengin iş adamı Vinn Venadicci’nin bir zamanlar bir kalbi vardı. Ama oteller zincirinin genç ve şımarık mirasçısı Gabriella ile karşılaştıktan sonra duygularını kilitleyip kaldırmıştı. Şimdi Gabriella onun kapısına gelmiş yalvarıyordu. Sonunda intikamını alacaktı.



MARION LENNOX - MUCİZE DADI

Hayatı alt üst olan Shanni Jefferson dadılık teklifini hiç düşünmeden kabul eder. Küçük bir bebeğe bakmak ne kadar zor olabilir ki? Diye düşünmektedir.
Ancak Pierce MacLachlan’ın bir değil, beş çocuğu vardır. Şimdi gerekli olan onu içine düştüğü bu zor durumdan kurtaracak bir mucizedir…

BARBARA WALLACE – BÜYÜK SIR

Yetenekli bir avukat olan Mike Templeton için hayatında başarılı olmak en önemli şeydi.
Roxy O’Brien bürosundan içeri girip, büyük bir skandala yol açacak davasına bakmasını istediğinde, Mike’ın heyecanlanmaması mümkün değildi.
 Roxy’in tek istediği ise kızına iyi bir gelecek sağlamak ve kim olduğunu öğrenmekti.




Fırsatçı || Tarryn Fisher - Kitap Yorumu

26 May 2013



Orjinal Adı: The Opportunist
Edisyonu: Fırsatçı
Bağlı Olduğu Seri: Love Me With Lies  #1
Yazar: Tarryn Fisher
Yayıncı: Aspendos Yayınları
Goodreads Puanı:  4.25

Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur.

Caleb’ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir.
Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.


Peki, aşk her şeyi affeder mi?


**********
Şu anda bu yorumu gecenin 2:30'uğunda yapıyorum. Neden mi? Zira o kadar doldum ki, patlamak üzere gibi hissediyorum kendimi. Yani bu kitabın gece gece bende bıraktığı etkiyi kelimelere bile dökmekte zorlanıyorum. Kitabın kurgusunun mükemmel olduğunu söylemekle başlayacağım önce. Çünkü ilerisinde kitapla ilgili sinirimi zıplatan kısımları sizlerle paylaşırken kitabı kötü sanmanızı istemem sadece beklediğinizden daha farklı şekilde kurgulandığına emin olabilirsiniz. Özellikle de o sonu ! Kesinlikle alışılmışın dışında bir kurgu ve son okumak istiyorsanız işte size harika bir kitap ! Şu okuma hevesimin yaz havalarına kurban gittiği bugünlerde bana bir gecede hem okuma hevesimi geri verdi hem de sabrımı sınamasına rağmen aklımda yer edecek bir kitap oldu.


Klasik bir yorum girişi olacak ama bu kitaba nasıl yorum yapacağımı gerçekten bilmiyorum. O  kadar çalkantılı ve inişli çıkışlı bir romandı ki, merakıma yenilip de o, sonuna nasıl bakmadan okudum hâlâ inanmakta zorlanıyorum.Aslında böyle bir düşünce aklımdan geçmez normal şartlarda. Ama bu kitabı normal kitaplar kategorisine koyamadığım için normal şartlarıda buna uygulayamıyorum. Sonuna kadar kendimi tutup, "Sabır, Ebru! Senin öyle huyların yok.Bitti bitecek, öğreneceksin az kaldı." gibi cümlelerle kendimi avuttum ama sonuna gelene kadar ne çektim bi' ben bilirim.
Şimdi bu yazıyı okuyanların aklında kitabın nesi varda bu kadar çabuk bitsin istedi gibi düşünceler geçtiğinden eminim. Tekrar altını çizmek istiyorum ki, kitap kendi kulvarında bence mükemmeldi! Fakat bu gerçek kitabın sizi okurken sinir etmeyeceği anlamına gelmiyor. Hele ki böyle sıradışı şekilde ilerliyorsa...

Kitabımız Caleb Drake adında zengin ve popüler -aynı zamanda basketçi- bir lise öğrencisinin okulundaki inek ama görünmez kızlardan birisi olan Olivia Kaspen adında bir kıza âşık olmasıyla başlıyor. Ve ben hemen araya şu sözü sıkıştırmak istiyorum; "Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki herşey ilk aşkının peşinden gelir."


Bunu neden araya sıkıştırdığımı merak ediyor olabilirsiniz ama bence bu kitabı en iyi bu cümle özetliyor. Bir ilk aşkın nerden nereye geldiğini, insanı nerelere getirdiğini ve daha da önemlisi asla bitmediğini kitapta öyle bir işlemiş ki yazarı bi' yerden sonrasını soluksuz okudum. Caleb'ın Olivia'ya olan aşkı, Olivia'nın sevmeyi bilmeyen bencilliği ve bunlara işler ilerledikçe karışan Caleb'ın nisaşnlısı Leah'da eklenince çok ilginç bir kitap çıkıyor karşınıza.

Şimdi bir bakalım, yıllar önce kendin ettin kendin buldun değimiyle sevgilinden oluyorsun ve 3 yıl sonra -ne hikmetse artık- kaderin cilvesi sizi tekrar bir araya getiriyor. Ama durun ! Asıl bomba şu ki, sevgiliniz hafızasını kaybetmiş ve hiçbir şey anımsamıyor. Peki üç yıl önce kaybettiğiniz şansı tekrar yakalamak ister miydiniz?

Son 30 Sayfadaki Halim !
İşte Olivia'nın Caleb'ı hayatına yeniden sokması böyle başlıyor. Adamımız geçirdiği bir kazada hafızasını kaybediyor ve kader çiftimizi tekrar bir araya getirdiğinde Olivia içindeki bencil benliğine yenilerek Caleb'e yeniden yalanlarına boğuyor. Ama belkide kendisi bambaşka yalanlara boğuluyor kimbilir değil mi?
Kitap iki zamanlı işlenmiş.Adamımız geçmişi anımsamadığı için Olivia'nın geçmişi hatırlayıp bize de eksik parçaları anlattıktan sonra günümüze dönmesiyle kurgulanmış kitabımız.Ve geçmişte yaşadıklarını okuduğunuz her bölümde Olivia'dan tüyleriniz diken diken olacak kadar nefret ediyorsunuz fakat yazarın sonlarına doğru kurgusunu 360 derece döndürmesiyle bu kişi Caleb oluyor.Veyahut ikiside demek daha uygun olacak. Zira her ikiside birbirinde asla kapatılmayacak yaralar açmışlar.Ama siz bu yaraları kitabın sonlarına doğru tam olarak öğreniyorsunuz ve bu da heyecan dorukta bir okuma sunuyor. Hele hele son 30 sayfada resmen tüylerim diken diken oldu ! Öyle ki, kızın salaklığına sinirlendim, çocuğun kibrine öfkelendim derken kitap bambaşka bir yol aldı...

"Bence bir kere kalbini verdin mi bir daha geri alamazsın. Geri kalan hayatında sadece kalbin sendeymiş gibi yaparsın." - Noah

Yemin ediyorum başlarda sadece bir eski sevgilinin, hafıza kaybını fırsat bilip eski erkek arkadaşını geri almak istemesini okumayı bekliyordum -ki öyle başladı zaten. Ama ilerledikçe ve olaylar bir bir açıklığa kavuştukça kitabın akışı bambaşka bir hal aldı. Allah'tan sonunda -bakış açısına göre değişse de- güzel bitti. Noah'ı daha çok görmek isterdim aslında ama,  o da bu kurguyu öldürdü :D

Bu yüzden bu kitapla iligi vereceğim okuma önerisi ancak; sinir katsayınız sağlamsa başlayın okumaya tarzında olur. Çünkü merakınıza yenilip de o son sayfaları okumamanız işten bile değil !


MY RATING:



Fırsatçı|| Fanbar
Fırsatçı|| Fanbar


Kapaklar&Modelleri Part #1

24 May 2013


Bir çoğumuz kitaplarda kullanılan kapak modellerini sağda solda veya farklı bir yayımcının kapağında görüyoruz. Modellerimiz belli başlı sitelerden tedarik edildiği için ya aynı modeller kullanılıyor ya da farklı bir pozları ama sistem hep aynı olduğu için bir kapakta kullanılan resme hiç uğraşmasanız bile rastlamanız kaçınılmaz. =)
Ben de her denk geldiğimde biriktirip bunlardan koca bir klasör oluşturdum. Şimdi de parti parti sizlerle paylaşacağım. Çünkü kullanılan resimleri kapak üzerinde görmek apayrı bir şey.

Ve ilk parti başlıyor ^^'



Son Bir Şans Daha

Daha bir iki hafta önce Aspendos Yayınları'ndan çıktı.
Beau Monde Serisinin 2. kitabıdır. İlk kitap Alçak Adam olarak yaymlandı.

Seviyor , Sevmiyor
Geçen sene Ephesus Yayınları'ndan çıkan Chick with Stick sersinin 2. kitabıdır. 
İlk kitap Kördüğüm'dür.
Yansıma
Beni etkileyen nadir Türk fantastik yazarlarından birisinin ilk kitabı. 
Kapağını normal şartlarda gördüğüm yerden kaçarım ama tesadüfen bir yarışma
da çıkmıştı ve işe bakın ki, okuduğum en iyi Türk fantastikti.

Ebedi Öpücük
Henüz okuma şerefine erişemediğim ama   
hoşuma giden bir kitap.

Karanlık Ateş
Adını sürekli duyduğum ama bir türlü okuyamadığım diğer bir kitapta bu :D
Kısmet olmuyor belki ama mutlaka okuyacağım.

Kilitli

Bu resmi daha önce bir kitapta daha görmüştüm fakat 
şu an için anımsayamıyorum. Genel modellerden kısaca.

Kalbimi Çaldın
Ve sevdiğim yazarladan Rita Hunter'ın ilk kitabının kapağı.
Model çok salak ya. Acayip pozları vardı. Yine en iyisi bu. :D
Kalbinde Bir Yer Aç
Resim aslında bir düğün fotoğrafından alıntı.
Fakat kırpa kırpa iyi bir kare yakalamışlar :)


Kadınlar Ne İster?
Ben bu resmin orijinal halinin böyle olacağını hiç düşünmemiştim.
İşe bakın ki, resim birebir bi' poz. =)

Neredesin Bernadette?
Ve, son günlerin konuşulan kitaplarından biri.
Yayınevi çok güzel bir çalışma sunmuş.
 Hoşuma gidiyor bu kapak.





Yeni Yayınevi Alarm ! Eksik Parça Yayınları Geliyo'

23 May 2013




Yayın hayatlarına 1 Haziran'da piyasaya çıkacak olan kitapları ŞANS ile başlayacak bu yeni yayım evinden ilginç ataklar ve sevilen seriler geleceğine dair bir duyum aldım. Bakalım bize ne gibi sürprizleri var. Önümüzdeki günlerde veya aylarda neler çıkacaklar bilmiyorum ama iyi kitaplarla geleceklerine inanıyorum.

Yayınevine ulaşabilmek veya takip etmek için ; Eksik Parça Yayınları FB sayfasından işetişime geçip takiip edebilirsiniz.


İlk kitapları ŞANS çok yakında bizlerle :))
 

Ve bu da kitaptan ilgi çekici bir alıntı :)))





Söz Söz Aşkın || Julia Quinn

22 May 2013





























Şu kitabı bitireli bir haftadan fazla olacak ama bir türlü yorum yapamadım.Elime geçen her fırsatta bir iş çıktı karşıma, ne yazık ki. Eh, dedim artık yaptın, yaptın. Sonra biraz zor =) Bugün kesin yazmaya karar verdim.Yoksa bu gidişle asla yorumlayamayacağım bu kitabı. Neyse.

Aslında işin özür şu ki, ben Julia'nın bu kitabını bir türlü almak istemedim. Evet, çok saçma ama kitabın arka kapak yazısını her okuduğumda bildiğiniz kül kedisi vari bir şeyler çıkar diyerek sürekli erteledim durdum.Fakat kitabı okumaya başladığımda ise, bu kadar erteleyerek nasıl bir hataya mahal verdiğimi görmüş oldum. Julia Quinn'in o tatlı kalemi bu kitapta da kendisini göstermiş.Hem kahkahalarla güldüm hem de çok tatlı bi' aşk romanı okudum. Benedict'in o balo salonundaki aşkını kalbinde taşımasına rağmen Sophie gibi bir hizmetçiye aşık olduğunda kendisini suçlaması çok tatlıydı. Adam sürekli Sophie'ye olan aşkının o balodaki kıza ihanet etmek olduğunu düşünürken aslında kader tek bir insanı onun ruh eşi yapmış da bizim Bridgerton'ın haberi bile yok :D

Bridgerton deyip de aileye değinmemek olur mu hiç? Yine maaile Bridgerton gücünü gösterdiler. Hem Sophie'yi sıkı sıkı kucaklayıp ailelerine aldılar hem de her zaman olduğu gibi birbirlerine sonuna kadar destek çıktılar. Bu seriden ne zaman bir kitap okusam kendimi böyle bir ailenin içinde yaşamanın nasıl bir şey olacağını hayal ederken buluyorum hep.Ama tabi nerde bende böyle bir aileye düşecek şans :D Konuyu dağıtmayalım.

Benedict, Sophie'ye yani küçük hizmetçi güzeline vuruldukça vurulur ama o bir soylu beyefendisi kızımız da bir hizmetçi olduğu için onu metresi yapmayı yeğler de karısı yapmayı bir türlü akıl edemez. Bu kısımlarda da beni zıvanadan çıkarır.Hayır, bir Bridgerton'a yakıştıramadım abi. Olmaz yahu. Metres düşüncesi bile kötü. Sen kocaman sıcacık bir ailede büyümüş adamsın neyin metresinden bahsediyorsun.O metres dedikçe ben burada "Seni hadım ettireceğim Benedict! Doğru yola gel! " diye söylendim durdum. Gerçi benim söylenmeme ne gerek var Bridgerton'lar maaile Benedict'in hakkından geliyorlardı az daha..

Yani kısacası okurken yüzümde hep bir tebessüm, içimde sonuna geldiğimde yaşayacağım boşlukla okudum bu kitabı. Devamını da en kısa sürede tedarik edeceğim. Bu seri kaçmazmış gerçekten.


Kitapta en sevdiğim alıntıyı da paylaşmasam olmaz ama değil mi ? :D




MY RATING:




Son Söz Aşkın|| Fanbar
Son Söz Aşkın|| Fanbar






 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS