Pabucumun Ajanı | Asude [Kitap Yorumu]

30 May 2014


Kitap Adı: Pabucumun Ajanı
Yazar: Asude
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Tür: Romantik Komedi, Aşk
Puanım: 4/5

Ben Deniz Akın; Fiyasko Birlik Başkanı, yirmi beş yaşında, babasının kızı, annesinin kız kurusu, ekonominin niteliksiz iş gücüyüm. Klasik bir dünyalı, yurdum insanı, fazlaca dağınık ve meteliğe kurşun değil, ancak palavra sıkan beş parasız biriyim.

Tuna Üstüner ise 'Enler' listesinin zirvesinde bir yakışıklı, holdinglerin genç veliahdı, titiz ve disiplinli tam bir Kurumsal Kasıntı. Ben bir enkazsam o bir saray, ben bir köleysem o bir kral, ben bir esintiysem o bir tufan. Ve o benim hem felaketimin, hem de kurtuluşumun adı.

Bizim hikâyemiz nefretle başlayıp, şiddetle devam ederek, aşkla yol aldı. Beni şirketinden kovması hiçbir şey ifade etmiyordu, çünkü kanunlar bizi birbirimize mecbur bırakmıştı. Tuna her gün beni görecek ve ben her gün onun aşkıyla savaşacaktım. Bu aşk çıkmazının ortasında onu mahvetmek için tutulan bir ajan olduğumu ise çoktan unutmuştum.
Hem de onunla evlenecek kadar!



Selamlar,
Yine bir kitap yorumuyla geldim. Pek yorum geçemiyorum. İşlerden okumaya bile fırsat olmadığı için yoruma ve bloga hiç fırsat kalmıyor, ne yazık ki. Neyse.
Bugün keyifle okuduğum bir kitaba yorum geçeyim dedim. Geçen gün kardeşimin aşırı baskıları nedeniyle aldığım Pabucumun Ajanı kitabını okudum ve çok eğlendim. 
Yazarın okuduğum 2.kitabı bu. Maalesef, Gül ve Avcı isimli kitabını beğenmemiştim. Sırf bu yüzden Ajan serisine de başlamayı düşünmüyordum. Ne büyük hata! Kız kardeşim olmasa -kendisi tam bir Asude sever- kitabı almazdım belki de. Alınca da bu kadar baskıdan sonra okuyayım bari dedim ve kız kardeşimin aşırı baskı ve talepleri sonucu Pabucumun Ajanı kitabına başlayıp bir şans verdim ve gördüm ki, bu yazar kesinlikle romantik komedi yazarı! Çünkü çok eğlendim kitaptan. Şunca stresimin arasında iyi bir mola oldu.
Gerçekten ince espriler, yerinde kullanılan diyalogları olan hoş bir okuma keyfi sundu Pabucumun Ajanı bana. Başından sonuna kadar da espri dozu yerinde ilerlerken, "DEVAM EDECEK.." diyerek okuru sinir harbinde bırakan bir anda da final verdi! Neyse sinirlendiğim ana geri dönmeyeyim şimdi..

Öncelikle karakterleri çok sevdim. Gerçekten! Yazarın kadın karaktere vermiş olduğu o şapşal, saf ve bir o kadar da zeki halleri hoşuma gitti benim. Çünkü çok fazla Türk kızıydı! Aynı bizler gibi. XD
Eh, böyle olunca da kızda mutlaka kendinizden bir şeyler buluyorsunuz istemeden. Zira cidden bazı sahnelerde, "Ahahaha! Ben de böyle derdim! Hadi Deniz buna pabuç bırakmazsın sen!" diyerek eşlik ettiğimi de düşünürsek, doğrudur yani. Kesinlikle Türk kızı. Neyse.
Bir kere kızda deli cesareti var ya! Kaç insan tutar da öyle bir CV doldurup bilmediği bir holdinge dalar! Hadi, daldın, bir de gidip bir isim atacaksın da holdinge giriş izni verecekler. Cidden delilik! Ama kız zaten çok da akıllı olduğunu iddia etmiyordu. :D Bu yüzden Deniz bana çok doğal geldi. Öyle yapay bir karakter yaratılmamış. Bazı kısımlarda abartılı tepkiler vardı ama geneline bakarsak çok tatlıydı kız.

Tuna, nam-ı diğer Uranüslü ise ne çok cıvık ne çok odun, gayet yerinde bir karakterdi. Öyle olur olma kıza her baktığında "Öpmezsem öleceğim!" modunda olmadığı için de ayrı sevdim. Çünkü tipik güzel ama paspal kızı görünce baştan aşağı süzüp de sürekli "Onu öpmem lazım!" yapan erkekler okuduğum için sıkılıyorum. Aynı tepkileri alsaydım bırakırdım kitabı. Buna değinmişken şunu da söyleyeyim keşke Deniz de sürekli "Tuna şöyle yakışıklı, Tuna böyle yakışıklı"demeseydi. Oraları sıktı beni. Çünkü aşırı buldum. Ama kızın halk kızı adamın da tabiri caizse erişilmezlerden olmasını ele alırsak normal o kadar adama ayılıp bayılması. Yine de, çok olmasaydı keşke. Orada bir bocalama yaşadım ve sonra kızın ayılıp bayılmasına âşık olduğunu da ekleyerek hak verdim. Her neyse.
Asu de Hanımı pek tanımasam da kendisinin bu türü ihya edecek bir yeteneği olduğunu düşünüyorum.Şahsi fikrim, romantik komediye yönelmeli. Serinin devamı nasıl olur, aklım devam kitabında kaldı resmen. Kitapta takıldığım birkaç küçük yer var. Onları da, ister eleştiri deyin ister bakış açısı, dillendirmeden edemedim. Birincisi, kitaptaki anlatıcı beni rahatsız etti. Çok dikkat dağıtan bir şekilde kızın düşüncelerini "kendi ağzından" okuduğumuz bir anda sonraki paragrafta anlatıcıya geçtiği yerler var. Kız mı anlatıcı, yoksa kitapta bir anlatıcı mı var hep bocalama sebebim oldu bu mevzu. İkinci olarak takıldığım, ya da kafam da şöyle olsa dediğim şey, ajanlık?! Bu kısmı az tutmuş yazar. Bence birkaç sahne daha olabilirdi. Yani devam edecek olarak bitti biliyorum ama...birkaç sahne daha olsaydı nasıl olurdu diye düşünmeden de edemedim.
Genel olarak kitaptan cidden hoşlandım. Sıkıldığınız bir an elinize alıp bir çırpıda okuyabileceğiniz bir kitap bence. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS