Tesadüfen Aşk | Başak Kızıltan [Kitap Yorumu]

31 Ara 2014

Kitap Adı: Tesadüfen Aşk
Yazar: Başak Kızıltan
Yayıncı:Postiga Yayınları
Türü: Romantik, Aşk
Puanım: 4/5

İnsan kime âşık olacağını bilebilir mi? Tümüyle tesadüftür ömür boyunca kimi seveceğimiz!Hatta insan en tutkulu aşkını asıl, sevdiğini sanıp yanıldığını anladıktan sonra yaşayabilir.
"Buselik" adlı ilk kitabıyla okurlarının beğenisini kazanan Başak Kızıltan, yeni romanında, kahramanı Yeşim'le tanıştırıyor okurunu. Bir basketbolcunun sadece maçlarda heyecanlanmadığını da Ayaz'la tanışarak öğrenebilirsiniz.İlk aşkın gerçek olup olmadığına, her sayfayı şaşırarak çevirirken siz karar verin! Çünkü kahramanlarımız Yeşim ve Ayaz pekâlâ siz ve sevgiliniz de olabilir.

Bu kitaba Nazim Hikmet'in -zaten içerisinde alıntı yaptıkları- şu şiiriyle başlayarak yorum yapmak istiyorum. Küçük bir edit ile tabi. :D


"O gri gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,

Kitabın ismi çok güzel. Tesafüden Aşk. Gerçekten de öyle. Çeşitli tesadüflerin bir araya getirdiği bir çift bu kitaptaki karakterlerimiz... İlk andan son âna kadar bir tesadüf zinciriyle, sürekli kaderleri kesişip durduğu için bir araya gelen bir çift...
Açıkçası, "Tesadüfen Aşk" beklediğimden bile güzel bir kitap olarak çıktı karşıma. Hani isminin hakkını vermiş. Kitabı aldığımda, kafamda sadece tesadüf eseri karşılaşıp âşık olan bir çift kurgusu ve onun üzerine oluşan olayların yarattığı bir kitap oluşmuştu. Evet, kitapta aynen böyle ama, tesadüf bir seferde gerçekleşen bir olaydan ibaret değil! Yazar öyle güzel bir olay örgüsü oluşturmuş ki çiftimiz sürekli değişik tesadüflerle bir araya geliyorlar ve o sevimli, âşık, yalnız, birbirlerinden habersiz hallerini okurken siz bile hayran kalıyorsunuz kurguya. Tabi bir de bölümlerin çiftin bakış açısından değişerek anlatılmasıyla, her iki karakterin de düşüncelerini okuma şansınız olduğu için, tesadüf anlarının her ikisi içinde ne kadar etkileyici olduğunu okuyucuya sunmuş yazar. Sevdim. Güzel bir aşk kitabıydı. Masum, sevimli ve romantik! Ne yazık ki kısaa! (-__-)'

Kitapta akıcı bir anlatıma sahip, zaten kurgusu da güzel olduğu için bir çırpıda okutuyor kendini. Tek üzüldüğüm yer, bölümler fazla kısa idi. Özellikle giriş kısımları. Tabi bu kısımlar giriş olduğu için de kısa olması normal ama tesadüfleri biraz daha uzun okumak istedim.Sonuçta çok tatlı bir karşılaşma işi var kitapta. Özellikle de Ayaz bakımından. Zira O Yeşim'den daha fazla âşık hallerde ve her gördüğü kişiyi o sanıyor. Hem de daha adını bile bilmediği bir kız için bu halleri! İşte bu yüzden daha detaylı olsaydı, güzel kurgu oluşturulabilirdi. Fazla masalsı kalmış. Böyle, bittiğinde "Bitti?" havası veriyor. Tatmin etmedi beni kısalığından ötürü. Ama tabi masalsı bir anlatımı olduğu için beğendim kitabı, o da ayrı mevzudur.

Kitabın ilk sayfalarında Ayaz'ın tesadüfen gördüğü ve aradan geçen yıllara rağmen unutamadığı "yeşil gözlü kadın"a ve kitaptaki anlatıma öyle bir kapılıyorsunuz ki siz bile o yeşil gözlü kadına âşık olabilirsiniz! Öylesine büyük bir aşk var Ayaz'da! Sadece bir an görmesine rağmen, o bir anda Yeşim'in yosun yeşili gözlerinde boğulup gidiyor kahramanımız. Sonrası ise yıllarca bir çift yeşil gözüm hayalini kurmakla geçiyor Ayaz için. Her an, her yerde onu görerek, her kadında onu bularak yaşıyor yıllarını.Düşünün ki adını bile bilmediğiniz bir kadını sadece kaldırıma oturmuş ağlarken görüyorsunuz ve bir an için gözleriniz kesişiyor, sonra kalkıp gidiyor ve siz de orada öylece yıllar boyu özlem çekeceğiniz bir çift göz görüyorsunuz. Gerçekten ilginçti. Ayaz'ın yerinde bir başkası olsa bu kadar takılır mıydı merak etmeden edemiyorum..

"Nasıl bir tesadüftür bu böyle!"

Hikâyeyi böylesi güzel kılan bir diğer şey; Yeşim'in de Ayaz için aynı şeyleri düşünmesi ve hissetmesi. O da Ayaz'la bir tesadüf sonucu karşılaştıkları o günden sonra hep onun gri gözlerini düşünüp durmuş, bir başkasına âşık olduğunu sanırken bile Ayaz'ı beklemiş..

"O gri gözler karşımda... Evet, yanlış görmedi, o karşımdaydı. Aynı bakışlar içime işledi, yine çok güzel bakıyordu, yine çok güzel gülüyordu."

Beklediğine de değiyor sonraları. Gerçi tamamen kaderin bir oyunu hepsi ama olsun. Çok sevimliydi.

Yeşim zengin bir ailenin tek kızı ve küçüklüğünden beri aile dostlarının oğlu Canker'e âşık -çocukluk aklı işte!- ve ileri de onunla evlenmeyi hayal eden o kızın hayalleri bir gün gerçeğe dönüyor. Tek farkla Yeşim belki aynı çocuk ruhlu Yeşim ama Canker aynı kişi değil. Yıllar genç adamı değiştirmiş, ya da Yeşim'in göremediği o maskeyi düşürmüş. Bir sabah Yeşim Canker'e ve ona olan inancına dair büyük bir sarsıntı yaşadıktan sonra kendine bambaşka biri olmak için yol çiziyor.

Ve bu çizdiği yolda da aslında derinlerde bir yerde hep âşık olduğu Ayaz'la karşılaşıyor. Bu karşılaşmadan sonra da çiftimizin tüm hayatı tamamen birbirlerine duydukları aşktan ibaret oluyor. Öyle bir aşk ki bu; kırık dökük, parça parça ama her fırtınada yine de dimdik birbirlerine bağlı iki dal gibi..

Değişik bir kitap oldu benim için. Farklı birkaç tadı aynı anda aldığım masalsı, kısa bir aşk romanı idi. Kitabın içerisindeki yazım yanlışlarının göz yorması dışında kitapta sorun yaşadığım bir kısım olmadı. Ki zaten kitaba kapıldığınızda o kısımlar da boş geliyor, fark etmiyorsunuz. Sevdiğim bir kitap oldu. Okuyalı da çok oldu. Ama ancak yorum yayınlıyorum. :D



3 yorum:

  1. Kore rüzgarı4 Ocak 2015 17:31

    Blogunu severek takip ediyorum :) bende bana beklerim ^^ http://senaleyingezegeni.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olsun, takipledim. Çok güzel bir blog. Bol yazılar dilerim. :)

    YanıtlaSil
  3. Kore rüzgarı5 Ocak 2015 16:41

    Çok teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS