Ruh Öküzüm| Lauren Morrill [Kitap Yorumu]

18 Oca 2015

Özgün Adı: Meant to Be
Edisyonu: Ruh Öküzüm
Yazar: Lauren Morrill
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Türü: Romantik Komedi, Genç Yetişkin

Yere dökülmüş fındıklı kahve birikintisine düşüp sırılsıklam olmak ve -inanmazsınız ama!- yanlış adama sırılsıklam âşık olmak tamamen farklı mevzulardır. Lisesinin en başarılı öğrencilerinden Julia biraz sakardır ama kurallara uymak ve her şeye hazırlıklı olmak konusunda ondan iyisi yoktur. Zaten bu yüzden çantasında bir kalemtıraş ve cebinde de Shakespeare'in -doğal olarak- cep kitabı vardır. Çocukluk aşkı Mark Bixford'ı da aynı nedenle Rİ'si (Ruh İkizi) seçmiştir.
Ancak bu sömestir tatilinde Londra'ya düzenlenen okul gezisinde ezelî düşmanı, sınıfın soytarısı Jason'la eşleştirildiğinde Julia'nın kuralları çorbaya dönecektir. Katıldıkları çılgın bir partiden sonra Julia bilinmeyen bir numaradan romantik mesajlar almaya başlar! Jason, birkaç kuralı yıkmayı kabul ederse ona gizemli talibinin kimliğini öğrenmesinde yardımcı olacağına dair söz verir. Londra'nın tarih ve kültür dolu sokaklarında beyhude (edebiyat sınavında çıkarsa, anlamı: yararsız; boşuna) bir arayışa giriştiklerinde Julia attığı her adımda çok büyük bir sürprize yaklaşacaktır: Gerçek aşka.



"Ruh ikizini bulmak ya da bulmamak… İşte bütün mesele bu!"



Evet, bu senenin çiklit açılışını da yaptım, nihayet. Ruh Öküzüm, ilk çıktığı andan beri ismiyle ilgimi çeken kitaplardan birisiydi ve ilgimi çektiği kadar da varmış. Okuduğum her sayfanın hakkını verdiğini düşünüyorum bu kitabın. Öyle çok ahım şahım bir konusu yok ama eğlenceli bir dili, farklı bir bakış açısı ve güzel bir anlatımı var. Bu da okurken sizi sıkmadığı gibi, kitaba kapılıp gitmenizi sağlıyor.

Okurken yer yer eğlendiğim kadar yer yer de kitabın sonu için fikirler üreterek olayın nereye bağlanacağını düşündüm durdum. Okurken hem düşündürüyor hem de eğlendiriyor bu kitap sizi. Keyifli vakit geçirmek için birebir bence. Kısa, çerezlik ve eğlenceli. Genç yetişkin kategorisinde hoşuma giden yegâne kitaplardan birisi oldu Ruh Öküzüm. Konular o kadar sıradanlaştı ki, böyle farklı bir bakış açısı gerekiyor kitaplara. Aslında bilindik, ama bir o kadar da farklı. Kesinlikle denemenizi öneririm. :)

Kitabımıza gelirsem bu güzel kitabı neden bu kadar önerdiğimi de konusundan bahsettiğimde  anlayacaksınız. Kitap gerçekten ilgi çekici çünkü.

Kitap, Ruh İkizi(Rİ) kavramına inanan Julia'nın bir haftalık okul gezisinde, aslında Rİ'nin değil de gerçekten seni her halinle seven birinin önemli olduğunu öğrendiği bir konuyu ele alıyor.

Julia, okulun, -ve hatta sınıfın- en başarılı öğrencilerinden, tabir-i caiz ise tam bir inek(nerd) ! Öyle ki bir gezi için tamı tamına 4 gezi rehberi getirip hepsini birden post it kullanarak ayarlayan, öncelikleri notları olan, baktığı her şeyden bir not çıkarmaya çalışan bir kız kendisi. Ve, böylesine bir kız, grup çalışmasında sınıfın en tembel, kendini beğenmiş, avare, vurdum duymaz öğrencilerinden Jason ile eşleştirildiğinde siz düşünün artık olayları...

Jason ve Julia İngiltere gezisi boyunca -yani bir hafta- tüm projelerde ortak çalışmak zorunda kalırlar ve Julia bu durumdan hiç de memnun olmaz.Çünkü Jason sınıfın hem hovardası hem de tembel! Julia için söylediğini bir seferde anlayacak insanlar daha önemli. :p Neyse, kızımız bir nevi haklı da çıkıyor aslında zira daha otele adım attıkları an Jason'ın laneti ona da bulaşıyor ve kızımız hiç yapmadığı bir şeyi yapıp, Jason ile partiye kaçıyor! Hem de ne parti..

Julia bir gecelik de olsa farklı bir Julia yaratıyor kendisinden. Öyle bir dağıtıyor ki, hiç tanımadığı insanlara numarasını vermeye kadar gidiyor bu iş. Hal böyle olunca da ertesi sabah telefonuna hiç tanımadığı ama romantik mi romantik birisinden mesajlar almaya başlıyor tabii. Bir de bu mesajları yazan kişiden etkilenince koca Londra'da Jason'ın yardımı ile bu hayali sevgiliyi bulmaya çalışıyorlar. Çünkü Julia bu kişinin Rİ'si olduğuna inanıyor. :D

Fakat Jason ile atıldıkları bu anlaşmalı macera hiç beklemediği şekilde ilerlemeye başlıyor. Çünkü Julia her an, her dakika Jason hakkında yeni şeyler öğrenip, aslında onun düşündüğü kadar boş bir insan olmadığını fark ediyor. Hatta bu fark edişler bir süre içinde kıskançlığa, meraka ve aşka dönüşmeye başlayınca kitap daha da tatlı bir hal alıyor.


"...âşık olduğumda, bunun kaderle ya da 'ruh ikizi'yle alakası olacağını düşünmüyorum."
                                                                                                          -Jason


Aslında kitabın bunun yanında güzel bir de sürprizi var. Julia, Jason'a yavaş yavaş âşık olurken bir yandan da kendisine romantik mesajlar atan Chris'ten hoşlanmıyor değil. Fakat kitabın sonuna doğru öylesine güzel bir kurgu geliştirmiş ki yazar, Chris ve Julia bir araya geldiklerinde Jason'ı bir kez daha takdir etmeden geçmeyeceksiniz. :))

Kısacası Ruh İkizi kavramına inanan bir kızın basit ama güzel bir arkadaşlıkla aşkın nasıl da küçük ayrıntılarda gizli olduğunu keşfettiği bir kitap bu. Severek okudum. Tavsiye ederim, deneyin. :)






Elfabe | Mehmet Ali Bulut [Kitap İncelemesi]

7 Oca 2015

Adı: Elfabe
Yazar: Mehmet Ali Bulut
Yayınevi: Hayat Yayınları
Türü: Karakter Analizi, İlginç Bilgiler

El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hâllerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep bir şeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir. 

Her insan;
-Kendi hayat yürüyüşünün nasıl olacağını,
-Hastalık ve sağlık durumu ile ilgili gelişmeleri,
-Evlilik hayatını ve sürecini,
-İnsan ilişkilerindeki potansiyelinin ne olduğunu merak eder. 

El ve yüz çizgilerinden, tavır ve davranışlarından insanların kabiliyet ve kapasitelerini okuma sanatı olan ELFABE, insanın yüzündeki, avucundaki, cildindeki birtakım işaretlerden hareket ederek, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla yazılmış bir kitap... Genetik potansiyelini keşfetmek isteyenlere kaynak niteliğinde bir eser...




Kitap arkadaşım, okuma kardeşim Melis (Kördüğüm Hayaller Blogu)'in bu sene farklı tatlar deneyelim baskıları sebebiyle, hiç okumadığım bir türde kitap olan Elfabe'yi beraber okumak için bir karar  aldık.Birlikte hem okuduk, hem inceledik, hem de çok farklı şeyler öğrendik! Daha da ilginci, bütün bunları bir gecede yaptık! 

Kitabı okuma kararı aldığımızdan beri, kitap bir köşede duruyordu; yıl sonu-yıl başı işleri derken, bir türlü elim okumaya gitmediği için Melis de beni beklemekten sıkılıp okumaya karar verince, daha fazla ertelememek adına, ben de ona eşlik edeyim dedim.Ve bu gece kitabı elimize almamızla bütün bir gecemiz, kitaptaki anlatılanları okuyup elimizi, yüzümüzü yeniden keşfedercesine bir macera yaşamamızla geçti.

Açıkçası, böyle değişik bir kitap beklemiyordum.Kitap beni şaşırttı. Ben, karakter analizi ve el çizgileri denilen o mantığa hiçbir zaman inan bir insan olmamıştım. Bu yüzden de kitabı okurken çok etkilenmeyi beklemiyordum. Bilakis, öylesine okur geçerim düşüncelerindeydim. 
Amma velâkin, kitap ters etki yarattı. Sayfaları çevirdikçe, kendi ellerimi inceler, çizgilerin anlamlarını araştırır oldum. Çünkü Elfabe basit bir fal kitabı değildi. En azından benim düşündüğüm şekilde! Daha çok size elinizin bile bilmediğiniz bir dili olduğunu açıklayan bir kitaptı.

Hiç elinizdeki kesik bir çizginin, hayatınızda bir sekme yaratabileceğini düşündünüz mü daha önce? Ben inanmıyordum böyle şeylere. Fakat Mehmet Ali Bulut, Elfabe'nin yazarı öyle bir kitap derlemiş ki, inanmayı bırakın kendi elinizi, yüzünüzü, parmaklarınızı, her bir yanınızı inceleyerek kitabı okuyorsunuz. 

Yani hayatınızda kaç kere elinize dönüp de hayat çizgilerim nasıl duruyor diye bakmışsınızdır ki? Bu tür bir şey, özel bir ilgi, alaka istiyor bence. Benim için tesadüfî bir şansla okuduğum bu kitap, kendi elim ve yüzüme bakış açımı çok fazla değiştirdi. Bütün bir gecemi elimdeki çizgileri, parmaklarımın uzunluğunu, Şahadet(işaret) parmağımın yüzük parmağımla denkliğini, ona olan meyilliliğini okudum durdum. Ki her satırda da dönüp dönüp -istem dışı bir şekilde- kendi parmaklarıma baktım sürekli.

Kendi kişiliğimi ve karakterimi parmaklarımın şekillerine göre yorumlayacağım hiç aklıma gelmezdi, fakat parmaklarımın kalınlığı, uzunluğu, kısalığı, tombikliği,   kısacası her şeyi benim kişiliğimden birer parça taşıyorlarmış, bunu bu kitapla öğrendim. 

Yazar, hatta bir yerinde ellerimizi yumurta ikizlerine benzeten bir betimleme kullanarak, aslında ne kadar benzeseler de, her ikisinin de kendine has bir farklılığı olduğunu anlatmıştı.Aynı dediği gibi, ellerimiz de çok farklılar. Âdeta iki farlı kutup gibi.

"Nasıl ki 'yumurta ikizi' denilen ve tıpatıp birbirine benzeyen ikizlerin simaları bile dikkatle incelendiğinde farklılıklar arz eder; aynı onun gibi insanların elleri de birbirinden farklıdır."

Kitap çok derinlemesine bir bilgi kaynağının birleşiminden oluşmuş.Bu çok bariz. Her sayfada değişik bir şey öğreniyorsunuz okurken... Ve, her seferinde de aynı merakla bir sonraki sayfayı keşfetmeye geçiyorsunuz.


"El, başlı başına bir kitaptır. İçindeki bombelikler(dağlar), tepeler, çizgiler, renkler, tırnaklar, parmaklar, parmak uçlarının biçimi, aynı tip veya karma tipler oluşu.. "


Kendi elinizi bir kitap gibi düşündüğünüz kaç an olmuştur şu hayatta? Benim hiç olmadı açıkçası. Daha başında da söylediğim gibi, inanmam da böyle şeylere. Fakat Elfabe'yi okudukça, gerçekten de elimin bir kitap olduğunu düşünmeye başladım. Her çizgide bir anlam arıyor, sürekli farklı bir gözle bakıyorum ellerime. Bu da kitabın bana kazandırdığı en önemli şey de bu.Ellerim ve yüzüm için sadece bir organ diyemeyeceğim kadar şey okudum burada. Dahası bir el çizgisinin ne kadar farklı bir kişiliği temsil ettiğini bile gördüm.Farklı bir kitap oldu benim için. Hele ki seneye böyle başlamak daha da farklı oldu. Yeni yeni türler denemek gerekiyormuş. :))


 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS