Selamlarrr!
Ben yine ilginç bir tur gönderisi ile karşınızdayım!
Bugün size tur kapsamımızda değişik bir şey yapalım dedik ve ortaya KARAKTER ÇATIŞMASI çıktı. Karakter Çatışması nedir derseniz de, İlle Kitap blogunun sahibi İnci'm ve benim sürekli yaptığımız ama ilk kez yazıya döneceğimiz bir olay olacak bu. Doruk Akman ve Ahmet Sancaktar savaşı!
Beni tanıyanlar az çok Doruk'tan nefret ettiğimi bilir, tabii Ahmet'i ne kadar sevdiğimi de! Keza İnci'nin de Doruk'a olan sevgisini! Haliyle biz de bunu bir kıyaslayak dedik.
İnci'nin gözünden Doruk...
İyi yönleri;
İnci: Sevdiği
kadının kendini bulmasına yardımcı oluyor. Bakın sinir krizi geçirip her şeyi
yıkıp döken Asya'nın bunu kabullenmesini ve doktora gitmesine sebep oldu.
Ebru: Bunu yaparken kıza yeterince destek vermedi, yarı yolda
bırakıp gitmeyi seçti.
İnci: Asya’nın
ayağa kalkmasını sağladı. Kendine iş kurmasını sağladı.
Ebru: Asya'nın asıl ayakta durmasını sağlayan Doruk'un onu
bırakıp gitmesi ve çocukları oldu. Boşa adamı savunmayalım. :D
İnci: Ona karşı
duygularından emin olması için ona zaman tanıdı
Ebru: Asya Doruk'a her zaman âşıktı. Ama Doruk'un
geçmişindeki olayı kapaması, o defteri atması zaman aldı.
İnci: Duygularını
saklamak yerine dürüst oldu.
Ebru:Dürüst olduğunu söylediğimiz adam daha Asya'ya neden
gittiğini söylemekten aciz. :D
İnci: Evet
belki öküzlük yapıp dönüşünde koluna sabrinayı taktı ama bu da tamamen yardım
sever kalbi yüzündendi.
Ebru: Erkek olmanın salaklığı yüzünden yaptı bunları.
İnci: Sevdiği
kadından vazgeçmedi. Onu kazanabilmek için her şeyi yaptı. Onun duygularından
da emin olduğu için atılımlarından vazgeçmedi.
Ebru: Asya'yı kazanmak için her şeyi yapması kırıp
döktüklerini telafi etmiyor. Adam iki
çocuğunun doğum gününe sevgilisini koluna takıp geldi.
İnci: Çocuklarını
bırakmadı. Onlar için her şeyi yapabilecek bir baba...
Ebru: Öyle düşünceli ki çocuklarının doğum gününe
metresini alıp geliyor!
İnci: Arkadaşı
için her şeyden vazgeçebilecek bir dost.
Ebru: Bozuk saat de günde iki kere doğruyu gösteriyor. :D
İnci: Ne kadar
acı olsa da ne kadar tepki göreceğini bilse de kardeş dediğine son anına kadar
yardımı dokunan biri.
Ebru: Terzi kendine fayda etmeyince ne yapsın...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kötü yönler;
İnci: Herkese
iyi niyetle yaklaştığı için Sabrina tarafından kullanılarak Asya'nın kalbini
kırması.
Ebru: Sabrina'yı bulmaya dönmeseydi de kandırılmasaydı o zaman...
***
Ebrunun gözünden Ahmet...
AHMET SANCAKTAR:
İyi yönleri;
İyi yönleri;
Ebru: İnatçı, sevgi dolu, kendinden emin, ne istediğini
bilen ve almak için savaşan biri.
İnci : O kadar özelliğine bir şey diyemem ama şu savaşma
mevzusu tartışmaya açık. Adam o kadar savaştı ki Sena’nın gidişini engellemek
için bir şey yapmadı. Peşinden bir seni seviyorum bile demedi. Sena ona
geldiğinde bile neden geldin diye soran bir canlı Ahmet. Kadının önce demesini
bekledi. Ego! Hem kendinden emin değil tatlım ego tavan yapmış.
Ebru: Sevdiği birini sonuna kadar sahiplenen, bunun için
'geri kafalı' olarak anılmayı bile kabul eder.
İnci: O kadar sahiplendi ki kız Onu’la evlenmesine ramak
kala aklı başına geldi. Hatta o kadar sahiplendi ki kızı öpüp sarhoşluğunun
altına saklandı ve kardeş dedi. Sormak lazım kardeşlerini de öyle tutkulu mu
öpüyor?
Ebru: Aşka inanan ama bunu hak edecek çok az kişi olduğunu
düşünen, hatta kendisini de hak etmeyen kesimden görecek kadar sevgi dolu.
İnci: Kesinlikle hak etmiyor da. Sena’nın yıllarca içinde
büyüttüğü aşkını tek bir gecede yere gömdüğünü unutmamak lazım. Sena son golü
atar gibi mektubu bırakmasaydı yüzde yüz Ahmet hala kendini öyle sanmaya devam
edecekti.
Ebru: Havalı, kibirli ve kendini beğenmiş görüntüsünün
altında analizci, sevgi dolu ve iyi bir kalbi var. Ama insanlara - ki sevdiği
insanlar söz konusuysa- kolay kolay güvenemiyor.
İnci: Bu tamamen Ahmet severlerin uydurduğu bir şey. Adam
tek kelimeyle kibirli ve kendini beğenmiş biri. Hatta o kadar iyi analizci ki
herkese iyi olan Sena’nın onun yanındaki neden huzursuz olduğunu algılamada
sorun yaşadı. Bu kısmı çok iyi analiz etmiş cidden.
Ebru: Sena'ya ilk görüşte âşık olmasına rağmen kendini
aslında olduğu kişinin dışında gösterip onu da kardeşi gibi görmeye çalışacak
kadar onurlu.
İnci: Hayır canım onurlu değil süzme salak. Sena’nın onun
yanında diğerlerinin yanında davrandığından farklı davranmasını fark edemiyor
sonra da ‘kardeş’ kelimesinin altına saklanıyor. Hatta o kadar kardeş gibi
görüyor ki onu öpüyor sonra unutalım ayağına yatıyor. Kırıp üzerinde tepindiği
kalbi umursamıyor.
Ebru: Sevdikleri mevzu bahis olduğunda ölüme gidecek kadar
gözü kara!
İnci: Bu onun özelliği değil bu tamamen Sancaktar geninden
gelen bir durum. Ahmet’e özel değil hiç ona yapıştırmayalım.
Ebru: Hayatını olmadığı bir kişiymiş gibi görünerek
geçirirken bile özündeki karakterini her zaman koruyarak sevdiklerini her şeyi
önünde tuttu.
İnci: O kadar gizledi ki karakterini, içerisinde
barındırdığı sanatkar ruhu sakladı, bu tamamen ya kendine güvensizliktir ya da
çevresinden alacağı tepkiden korkmaktır. Hayata ve çevresindekilere rol kesti.
Kendini kandırdı. Sanki o kendi karakterini ortaya koydu da diğerleri dışladı
onu.
Ebru: Sena'nın kendisinden nefret edeceğini bilse de onu
korumak için doğru olduğuna inandığı şeyleri yapmaktan vazgeçmedi.
İnci: Daha çok yanlış şeyleri doğru kabul etti. Ezip geçti
Sena’yı, onun ne düşüneceğini veya hissedeceğini düşünmeden ezip geçti. Öptü
unutalım dedi, kardeş dedi.
Ebru: Küçükken yok saymak zorunda bırakıldığı aşk için,
büyüdükçe gözündeki perdeyi daha da kalınlaştırıp kapanmasına ve çocuk aklına
kazınan "ağabey" kimliğine gömülmesini sağladı.
İnci: Yine aynı şeyi söylüyorum “analizci” kişiliğini
gösterip de Sena’nın ona tavırlarını analiz etmeyi becerebilseydi ağabey
kimliği yerine sevgili kimliğine yıllar önce bürünmüş olurdu. Ama o ağabey
ayağına yatarak yanına mankenleri yakıştır. Sena’nın kalbini ayaklarının altına
aldı o da yetmedi içinde büyüttüğü kusursuz aşkı neredeyse öldürüyordu.
Ebru: Asi yapısı ağabeyinin arkasında ezilen kimliğinden
gelmesine rağmen ağabeyi Mehmet'e sonsuz bir sevgi besler.
İnci: Bahsettiğimiz kişi Mehmet Sancaktar, tabi ki ezilecek!
Madem ezilmek istemiyordu azıcık Mehmet’e yardım etseydi de adam da nefes alıp
hayatını yaşasaydı. Üstelik ağabeyi sevmek zorunda! Sevmezse kıskanıyordur.
Ebru: Kindar biri değildir ama sevdiklerinin canını yakan
biri her zaman radarında olur. O kişiyi affetse de bunu belli etmez.
İnci: Valla kabak gibi belli ediyor, Doruk’a takılmalarından
Asya ile yaşanmış olanları unutmuş ve Doruk’la iyi anlaşır hale gelmiştir.
Aralarda laf sokmalar ise bu ilişkinin güzel yanıdır. Üstelik Tanem’e kal
diyemeyip gitmesine izin verip aşk acısı çekmesine sebep olan adamı da nasıl
desteklediğini unutmamak lazım. Yağız’la bir olup da hadi sizi evlendirelim
planı yapmadığı kaldı. Gerçi onu Asya hallettiydi.
Ebru: Kız kardeşlerinin eşlerinden hoşlanmasa da onlara ve
kardeşlerini mutlu etmelerine hep saygı duyar, içten içe sever.
İnci: Tamamen kız kardeşlerinin onları bırakıp etraflarında
pervane olacak yeni birilerini bulmuş olmalarını kıskandığını göstermemek için
seviyor. Ama kardeşleri mutlu, aşık ona laf mı düşer.
Ebru: Yarım asır süren bir aşkın acısını kimse bilmese de
çocukluk hayalleriyle o da mazide bırakmak zorun da kalmıştır.
İnci: Mazi de kalmasının nedeni tamamen kendine
güvenememesinden ve korkaklığındandır. Çıkıp da seviyorum dedi mi hiç? Adam
gibi Sena2nın karşısına geçip duygularından bahsetti mi? Aha bahsediyor dedik
sarhoşluğu bahane ederek unutalım dedi, kardeş dedi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kötü yönler;
Ebru: Bana göre hiçbir kötü yönü yok! Her yaptığı içindeki
eşsiz kişiliği maskelemek için bir yöntem. Eh, kusursuz olmak kolay değil. :))
İnci: Eeeee Ahmet Sancaktar olmak kusursuz olmayı gerektirir bir
çok okurun gözünde, bu yüzden sizlerin kalbini çaldı. Kusursuzu herkes sever
önemli olan kusurluyu kusurlarıyla sevebilmek. Sizi Doruk’u kusurlarıyla
sevmeye davet ediyorum.
***********************
Şimdilik bu kadar... Başka bir turda ve başka bir eğlencede görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim.