Kadekaki Yakusoku || [Harlequin] Manga Tanıtım

30 Tem 2013

Orjinal Adı: Kaddekaki Yakusoku
İngilizce Adı: Lord Calthorpe's Promise
Türkçe Adı: Lord Calthorpe'un Sözü
Manga-ka:Ogata Rin
Yazar:Sylvia Andrew
Türü: Historical Romance, Aşk, Drama
Cilt Sayısı: 2
Bölüm Sayısı: 6
Statü: Tamamlanmış.
Çeviri Durumu: Bilinmiyor

Katherine Payne, ailesinden sağ kalan tek kişi olan erkek kardeşi Tom'un ordudan dönüş haberini beklerken, kardeşinin ölüm haberinin gelmesiyle tüm hayatı değişir.Kimsesiz kaldığı için amcası Katherine'in tüm mal varlığı üzerinde hak talep ederek kızımızın evine yerleşip ona hayatı zehir ederler. Lord Adam Calthorpe, Waterloo Savaşı'nda kaybettiği askerlerinden Tom Payne ölmeden önce bir söz vermiştir. Kendisine birşey olursa kız kardşei Katherine'i koruyacaktır.



Uzun zamandır manga okumuyordum. Geçenlerde bu harlequin uyarlarması olan mangaya başladım ama bir türlü bitiremedim. Okuma isteğim olmadığı için manga elimde süründü biraz.Sonunda bu gece artık bitsin dedim ve direne direne bitiridm. Bitirince de, aslında okuma hevesimden değil de manganın ağır gidişatından kaynaklandığını anladım.Aslında mangamızın güzel bir konusu var ama gidişatta problem olmuş. Yazar biraz ağır işlemiş konuyu bu da sıktı beni.Yoksa manga güzeldi.Tek sorun aşkı yeterince hissettirememesi ve çok gereksiz uzaması.One Shot mangaları hiç sevmeme ama şu manga için , "Keşke one shot yapsalarmış." dedim.(Bu arada One Shot, tek cilt kısa ve hızlı bir şekilde konuya girip biten mangalardır)


Konusuna gelirsek;

Katherine Payne, 21 yaşında ordudaki abisinden başka kimsesi olmayan bir genç leydidir. Abisi ordudayken kendisi de aile malikânelerinde uşaklarıyla ve yardımcısıyla yaşamaktadır. Ta ki, bir gün abisinin ölüm haberini alana dek...

Lord Adam Calthorpe, eski bir gönül yarasından kaçmak için orduya katılmuş ve sonra üst rütbelere geldikçe kendisini orduya adamış bir bir binbaşıdır.Waterloo Savaşı'nda kendi kumandası altındaki orduya mensup hem en yakın dostu hem de kendi askeri Tom Payne'i kaybeder. Tom ölmeden önce binbaşısı Adam'dan son bir şey rica eder. Kimsesiz kalan kız kardeşi Katherine'i koruması !



Tom'un ölümü kızımız için tam bir çıkmaz olur zira manganın türü historical romance olduğu için 1800 yıllarda belirli kurallar vardır ve bir genç leydinin ailesinden hiçbir erkek sağ kalmadığında kendisi evli değil ise tüm mal varlığı aileye en yakın erkeğe geçer. Ve Katherine'in de tam olarak başına gelen bu olur. Tom'un öldüğünü haber alan akbaba misali amcası hemen Kat'in başına üşüşür ve ailesiyle beraber kızımızın evine yerleşir. Eve yerleşmeyi bırakın bir de kızı kendi evinde hizmetçi durumuna getirirler. Öyle ki, zaten amcasını kıza katlanamadığı çok bariz belliyken bir de yengesi olacak cadaloz ve onun kızıyla uğraşır. Daha ilk bölümde eve adım attıkları anda yengesi olacak çirkef, nasıl bir pislik olduğunu Kat'in kuzeni olan ve Katherine'le aynı ismi taşıyan  kendi kızı Katherine'in Kat'e ait her şey üzerinde hak talep etmesine müsaade etmesiyle kendisini belli eder.Sadece o da değil bir de kızı kendilerine hizmetçi edip resmen kıza işkence etmeye başlıyorlar.
Aslında burada tüm suç Kat'in zira çok alttan alan bir kız. Ama dönemi göz önümüze alırsak da yapabileceği bir şey yok. Yine de onun gibi asi doğası olan bir kızın bunlara pabuç bırakması çok saçma geldi bana. Neyse.

Gel gelelim kızımız böyle dört aya yakın bir süre geçiriyor ve dayanıyor, dayanabildiği kadar. Ama bu dört ay içerisinde Tom'un ölüm haberini aldığında kendisine yardım edebileceğine dair verilen bilgiye inanarak Lord Calthorpe'a iki tane mektup yazar ve umutla bir kurtuluş bekler.Bu sürede de dört aya yakın böyle bir işkence çeker.

Adam ise  Tom'a verdiği sözü çok geç de olsa anımsar ve Katherine'i uzaktan da olsa bir kez görmeye en azından yardıma ihtiyacı var mı öğrenmeye karar verince annesiyle beraber yola koyulurlar. Tabi Kat dört ay sonra gelen yardımı öyle bir öfkeyle karşılar ki Adam o anda verdiği söze resmen lanet eder. Ama annesi Katherine'in yaşadıklarına çok üzülür ve Adam'dan onu ikna etmesini, kendileriyle beraber Londra'ya gelmesini ister.Bu raddeden sonrası ise kızımıza uygun bir damat bulabilmek için onu tam bir Leydi haline getirmekle geçiyor. Bayan Calthorpe, Kat ve Adam'ın arasını yapmaya çalışırken geçmişten gelen bir aşk bütün işleri bozuyor.

Sonlarına kadar aslında pek de beğenmedim ama sonu çok güzeldi. Zira kızımız erkek kuzeni Walter denen mahlukun tecavüzünden kaçayım derken bir kuyuya düşüyor ve kendisini birileri kurtarmaya gelene dek ise tek dilediği şey; "Onu bir keaz daha görmek istiyorum." oluyor. Ve Adam'ın onu kuyuda gördüğü anla benim mangaya , "İşte bu!" dediğim an bir oluyor :D
Aslında iyi bir mangaydı ama işte gidişattan biraz kaybetmiş. Yoksa konusunu beğendim.Kısa mangalar seviyorsanız denemenizi öneririm. Farklı bir tadı var. =))


MY RATING: 3,5




Frigid || J.Lynn / Jennifer L.Armentrout [Yorum]



                                       
Orijinal Adı: Frigid
Bağlı Olduğu Seri: Frigid #1
Dili: İngilizce
Yazar: Jennifer L.Armentrout (J.Lynn)
Türü:New Adult, Yeni Yetişkin, Romantizm
Goodreads Puanı: 3,94

İnceleme Linkleri : Goodreads || Amazon
Yirmi bir yaşındaki Sydney için Kyler’a âşık olmak yeni bir şey değildir. Kyler onu okul bahçesinde düşürdüğünden ve Sydney ona çamurdan pasta yedirdiği zamanlardan beri birbirlerinin en iyi arkadaşı olmuşlardı. Bir yerde,  yıllar içerisinde Sydney ona abayı yakmıştı hem de çok ciddi bir şekilde.  Buradaki büyük problem ne miydi ? Kyler  bir erkek fahişeydi.O asla bir kızla birkaç geceden fazla vakit geçirmezdi ve üniversitedeki son yıllarında Syd ona âşkını itiraf edip dostluklarını riske atmak istemiyordu.
Kyler, Sydney’i her zaman kendi ulaşamayacağı kadar yükseklere koymuştu. Kayler’a göre, Sydney mükemmeldi ve her şeydi.Ama ona karşı hissettiği duyguları her zaman gizliydi veya başka bir kadına yönelikti. Sonuçta Kyler daima yanlış yollarda gezen bir çocuk ve Sydney’de onun asla sahip olamayacağı bir kız olacaktı.
Ama her ikisi de büyük ve gösterişli bir kayak merkezinde mahsur kaldıklarında,  birbirlerine karşı duydukları ateşli duyguların yüzeye çıkmasına hiçbir şey engel olamayacaktı. Dostluklarının büyüsü bu durumda ayakta tutabilirler mi ? Daha da iyisi, onlar bütün bu olanlarda ayakta durabilir mi? Çünkü kar yağarken, birisi onları izliyordu ve bu kayak gezisi birçok yönden hayatı değiştirebilirdi.


Off! Nihayet bu kitabı da bitirdim. Yorumu yarın yapacaktım ama hazır görselleri ayarlamışlarken aradan çıksın dedim. Öncelikle kitap tanıtım ve trailer incelemek isterseniz;Frigid|| Jennifer L.Armentrout [Kapak&Tanıtım Videosu]
Kitaptan alıntılar incelemek için ise;Frigid||Jennifer L.Armentrout[Alıntılar] 
Konularını inceliyorsunuz. Daha sonra da kitabın yorumunu bu yazının devamında okuyorsunuz =))



Kitabımız iki çocukluk arkadaşı ve onların küçüklükten beri içlerinde tuttukları aşkın gün yüzüne çıkması etrafında cereyan ediyor. Kitabı genel olarak beğendim.Ama öyle çok da şaşırtıcı bir konusu yoktu bana göre.Ama yazarın kalemi kitaba bakış açınızı değiştirir o bir gerçek. Başlardan klasik gidişat olduğu için pek fazla bir beklentim yoktu kitaptan.Hatta arka kapak konusundan da anlayacağınız üzere kayak merkezinde mahsur kaldıkları andan itibaren gelişecek olaylar çiftimizin fiziksel çekimleri üzerine kurulu. Ama yazarın bu kısımda konuya kattığı küçük bir gizemle kitap değişik bir tat vermeye başlıyor. En azından benim için oradan sonra açıldı.


Kyler ve Sydney birbirlerini küçüklükten beri tanıyan yakın iki arkadaşlar. Syd ve Ky okul bahçesinde yaşadıkları bir çocukluk kavgasından sonra birbirlerine bağlanmış ve her daim birbirlerinin en yakın arkadaşı, sırdaşı,ailesi vs olmuşlar. Syd, çalışkan ama görünmez tiplerden iken Ky, daha çok tembel ama okulun çekici çapkınlarından diyebiliriz.Öyle ki adamımızın elden geçirmediği kız kalmamış. Okulda veyahut okul dışında çekici yakışıklılığıyla tüm kızları kendine bağlayıp istediği gibi gönül eğlendiren birisi. Ama Ky için hiçbir kız bir geceden fazla bir değere sahip değildir. Kızlarla bir gece geçirdikten sonra hiçbiriyle bir bağlantısı kalmaz. Syd ise hayatında bir kere birinin kendisine yaklaşmasına izin vermiş ama sonu hüsranla bitince kendisini geleceğine indekslemiş bir genç kız.Hem geleceğine hem de kalbindeki tek insana.. O kendisini fark etmese bile..

"Her zaman Kyler Quinn'e âşıktım."-Sydney

Ama çiftimizin -ki özelilkle de Syd'in- birbirlerine içten içe besledikleri fakat geri plana attıkları bazı duygular vardır. Ky, Syd'i kendisi için erişilmez hatta kendisinden daha iyilerine lâyık görürken, Syd, Ky'a delicesine âşık ama dostluklarını da bozmaya cesaret edemediği için bunu itiraf edemeyecek kadar da korkaktır.Ve onun başka kadınlarla birlikteliğini gördükçe içten içe ölür ama yine de Ky'ın dostluğunu kaybetmeyi göze alamaz.İkiside birbirleri için daha iyilerini düşünerek kendilerini görünmez bir engellle kısıtlarlar.

"Sydney benim için her şeydi." - Kyler Quinn

Gel gelelim, üniversitenin son senesinde çiftimiz mezun olmadan önce birkaç arkadaşla beraber kısa bir kaçamak yapmak isterler.Bunun içinde her sene gittikleri bir kayak merkezine gitmeye karar verirler.Ama Ky ve Syd ekipten önce yola çıkınca fırtınanın şiddetini artırması yüzünden kayak merkezinde mahsur kalırlar ve kitap işte bundan sonra başlar.

Bundan sonrası klasik birbirini fark etmek hikâyesi şeklinde cereyan ediyor. Açıkçası zaten mahsur kaldıkları andan itibaren başka birşey beklemiyordum ama yazar o kısımda çiftimizi bir bilinmezle karşı karşıya bıırakınca kitabın gidişatı da çok güzel değişmiş oluyor. Ky ve Syd mahsur kaldıkları kayak merkezindeki evlerinde çeşitli sabote durumlarına uğrarlar hatta bu iş bir gece ciddi bir duruma bile biner. Birisi eve ateş eder. İkisi de ondan sonraki anlarını diken üstünde geçirirler. Aslında yazar bu kısımları kısa tutmuş, bakın işte ona bozuldum. Zira saldırı ve saboteler 2-3 kez ancak oluyor. Gerisinde çiftimizin yakınlaşması var. Bu gizemli saldırıları biraz daha uzun tutsa fena olmazdı bence.Çünkü kitaba farklı bir bakış veriyordu. Bir de Ky'ın düşünceleri mevzusu var. Syd'inkiler bir sayfa çıkarsa Ky'ınkiler olsa olsa yarım sayfadır. Ky'ın düşüncelerinin biraz daha uzun olmamsını isterdim. Daha etkileyici olurdu bence.Neyse. Yine de kitabın -özellikle- sonu çok güzeldi. Hele bu saldırıları kimin yaptığı veyahut neden yaptığı bağlaması beni çok etkiledi. Güzel sonlandırmış yazar.


Karakterlerin birbirlerini fark etmeleri, içlerinde biriktirdikleri aşkın gün yüzüne çıkması ve sonundaki Ky ve Syd'in birbirlerine itirafları çok güzeldi.

Favori Alıntım;



"Ben seni tüm hayatım boyunca sevdim," dedi, gözlerini gözlerime kilitleyerek. "Ve eğer bana izin verirsen hayatımın geri kalanı boyunca da seni seveceğim, Syd." -Kyler Quinn




MY RATING:



Frigid|| J.Lynn
Frigid|| J.Lynn


Frigid || Jennifer L.Armentrout [Alıntılar]

27 Tem 2013


Evet, ne zamandır alıntı paylaşmıyordum.Şu anda okumakta olduğum ve ülkemizde DEX'in markasıyla okuyucuya ulaşan yazar Jennifer L.Armentrout'un Frigid romanında birkaç alıntı paylaşacağım.
Kitabın kapak tanıtımı ve Trailer'ını görmek için; Frigid || J.Lynn- Trailer Reveal [Tanıtım Videosu] tıklıyoruz.



Kısaca kitabımız; iki çocukluk arkadaşının yıllardır gizliden gizliye birbirlerine besledikleri aşkı konu alıyor.Küçüklüklerinden beri birbirlerinin en yakın arkadaşları olan Kyler ve Sydney yıllar geçmesine rağmen dostluklarını bozmamışlardır. Ama Syd, Ky'la âşıktır fakat erkek karakterimiz Ky tam bir kadın düşkünüdür. Her gece bir kadınla beraber olur ve hiç kimseye karşı özel bir duygu beslemez. Kızımız ise içindeki âşkı artık üniversiteden mezun olmak üzere oldukları son seneye kadar tutar.Ama bir yandan da Ky'lın çevresindeki kızları gördükçe içi parçalanır.
Ona âşkını açmayı ister fakat dostluklarını riske atmayı göze alamadığı için sürekli erteler. Üniversiteden mezun olacakları bu son senede arkadaşlarıyla beraber her sene geldikleri kayak merkezine birkaç gün tatile gelmeye karar verirler.Mezuniyetten önce küçük bir kaçamak herkese iyi gelecektir.Ama Kyler ve Sydney erkenden yola çıktıkları için aşırı fırtınaya yakalanmadan kayak merkezine varırlarken arkadaşları fırtına yüzünden gelemez ve bizim sevgili ikilimiz fırtına dinene kadar kayak merkezinde zaman geçirmek zorunda kalırlar. Bu sürede de birbirlerini yeniden fark ederler. Sydney ise içinde tuttuğu âşkı artık ona açmaya cesaret bulur...


Alıntılar

ALINTI - 1

Şey, sarışınlardan hoşlanmıyorum. Oldukça heyecan verici bir listem var.”
Tek kaşını kaldırdı. “Sarışın? Ah. Yeni arkadaşım mı?”
“Arkadaş?” güldüm. “Arkadaş” kelimesinin onun için uygun ifade olduğunu sanmıyorum.
Öne doğru eğilirken çenesini omzuma yasladı ve iç çekti. “Haklısın. Bu onun için uygun ifade değil.”
“Pekâlâ. Benim haklı olduğumu kabul ettiğine göre,  sarhoşsun.”

***

ALINTI - 2
“Hımm.. Ne var biliyor musun?”
Yanağımı omzuna yerleştirdim ve gözlerimi kapadım. Bir an için, boktan müzik çalan bir barda değilmiş gibi birlikte olduğumuza inanmak çok kolaydı, hatta daha iyiydi. Birlikte olduğumuz bu şekilde onunla beraber olmak istiyordum.

“Ne?” diye sordum, bu anı iliklerime kadar hissederek yakınına sokulurken.
“O piliç arkadaşım değil.” Kulağıma değen nefesi ılıktı ve bunu hissetmeye bayılıyordum. “Kendimi bildim bileli sen benim en yakın arkadaşım oldun. Ona arkadaşım diye seslenmek bile sana karşı hakaret olur.”

***

ALINTI - 3

"Sydney benim için herşeydi."

***

ALINTI - 4

"Ah, Tanrım.."
Usulca güldü. "Kendin soyundun ben bakmadım. 
Hem zaten, iç çamaşırlarını daha önce görmüştüm".
İnledim. "Hatırlattığın için teşekkürler."



***


ALINTI - 5

"O beni istemedi. Ben onu istedim." -Syd


***



ALINTI - 6
"Her zaman Kyler Quinn'e âşıktım."


***
ALINTI - 7

“Sarhoş musun sen?” “Sarhoş muyum? Ah, şimdi duygularımı incittin işte, Syd.” Gülümsedim. “Senin duyguların yok.”



***
ALINTI - 8
"Syd bana âşık mıydı? O bana âşık mı olmuştu?" -Ky


***


ALINTI - 9
"Tüm bu zamanlarda ben onun kalbini kırmıştım, o hâlâ buradaydı. Hâla buradaydı."

***



ALINTI - 10
"Sana bi' şey olmasına izin vermeyeceğim," dedi, parmakları yanağımın üzerinde hareket ederken. "Bunun için söz veriyorum."


Rita Hunter || Ruhun Ateşi [Yorum]

25 Tem 2013




Ruhun Ateşi



       Kitap Adı: Ruhun Ateşi
       Bağlı Olduğu Seri: Ateş Dizisi #2
       Yazar: Rita HUNTER
       Yayınevi: Epsilon Yayınları

    İnceleme Linkleri : Epsilon Yayınevi || Goodreads || Rita HUNTER 


Sophie Langford çileden çıktığında birilerinin hayatı kökten değişecekti.                                                                               Sevgi dolu bir ailede büyüyen Sophie’nin huzur, zenginlik ve bolca sıradanlıkla geçen hayatındaki tek renk, seneler önce bir kazada ailesini kaybeden kuzeni Liliana’ydı.Ailesine katıldığı ilk günden itibaren anne ve babasının sevgisi de dahil ona ait her şey üzerinde sinsice hak iddia eden kızenini kabullendiğini sanıyordu Sophie. Hatta Liliana baş döndüren güzelliğiyle ilk aşkını elinden aldığında bile bu kabulleniş elini kolunu bağlamıştı, çünkü babasına Liliana’ya asla kızmayacağına ve onu seveceğine dair söz vermişti.Ancak sabrının da sınırları vardı ve bir gün o sınırlar küçük bir olayla ortadan kalktığında Sohie’nin aklındaki tek şey kuzeninin meydan okuyuşuydu.“İlgimi hak eden erkeği bulduğumda onu baştan çıkarmayı dene.. Tabii becerebilirsen..” demişti kuzeni. Eh madem istediği buydu…                                                                                                                                                                                               Leighton Kontu Brendan Blackmore.. Kibirli, buz gibi ve ulaşılmaz bir soyluydu.İnsanda merak, heyecan ve nefret uyandıran onca meziyete sahip bu adamın ilgisini çekmek göründüğünden çok daha zordu.Üstelik o ve Liliana birbirlerinden fazlasıyla hoşlanıyorlardı.Ancak Sophie kararlılığının önüne hiçbir kuvvetin çıkmasına izin vermezdi, çünkü Liliana başına gelecekleri çoktan hak etmişti. Üstelik Brendan Blackmore’u her gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ve umutsuz arzu başka hiçbir teşvike yer bırakmayacak kadar güçlü ama bir o kadar da ürkütücüydü. Sphie’ye göre Brendan’a dokunmak buzla yanmaktı ve Sophie yanmak istiyordu. İkisini bir araya getiren skandal, onları artık geri dönüşü olmayan bir yola soktuğunda Sophie ya pes edecek ya da imkansız gibi görünse de mutluluk için sonuna kadar direnecekti.


Evet, öncelikle Rita'nın kitaplarını okumadıysanız bu yorumu okumayın. Boşa zaman kaybedersiniz. Hemen gidip en yakın kitap evinden bir Rita Hunter tedarik ederek Tatlı Tuzak'ı okumaya başlayın.Sonra da Rita'nın diğer kitaplarını... Benim gözdem Tatlı Tuzak olduğu için önce onu tavsiye ederim. Ondan sonra da bu sevgili yorumumun ait olduğu Ateş Dizisi serisinin ilk kitabı Aşkın Ateşi'ni okuyorsunuz.

Kitaplarla ilgili yorumlarımı görmek için; 




Ve, gelelim Ruhun Ateşi'ne,
Kitaptan alıntılar için; Rita Hunter||Ruhun Ateşi [Alıntılar]'a bakıyoruz. Ve kitabı okumamak için nasıl duracağınızı düşünmeye başlıyorsunuz.



DİKKAT ! Bu bir TEMEL uyarıdır! Kitapla ilgili yapacağım görüş karaktere olan sinirimden kaynaklanmaktadır. Yoksa kitaba bayıldım XD
Ateş Dizisi'nin ikinci kitabı olan Ruhun Ateşi'nde ilk kitaptan tanıdığımız Brendan'ın -buzluktan farksızdı bence- hikâyesini okuyoruz.Aslında ilk kitaptan beri sevemedim ben Brendan'ı ve bunu adamın soğuk doğasına verdim.Bu kitapta ise ciddi ciddi sinir küpü oldum ya ! Hani ilk kitapta kendi halinde olduğundan belki bunda âşık Brendan'ın buzdan duvarları çabuk kırılır hayalleri kurduğum için sanırım, okurken sürekli kitabı bir yerlere atmak ve Conner'ın bunun yanında insan kaldığını düşünmek zorunda kaldım. (Bu arada Conner Tatlı Tuzak'ın kalpsiz prensi)
Adamın kıza ettiklerini Conner Elisha'ya etmemişti ya. Yani bununki bambaşka bir sinir harbi yaşattı bana.Okurken sert mizaçlı erkek karakter sevmiyorsanız ciddi bir sabır sisteminiz olmalı. Yoksa bu herifi boğamadığınız için sinirinizi nasıl çıkaracağınızı bilemiyorsunuz.

Başlarda o kadar güzel başladı ki, Brendan'ın bile gözümde çok farklı bir yeri vardı. Hatta Sophie ile çekişmeleri ve laf dalaşı etmeleri o kadar hoşuma gitti ki ilerisi çok eğlenceli olacak diye düşündüm durdum.Ama Brendan ne yaptı ! Bir skandala kurban gitmeyi kendine yediremediği için kıza evlendikleri andan itibaren -Sophie'nin de dediği üzere- resmen bir "böcek" gibi davrandı. Ve, o kıza her böcek gibi davrandığında benim nefretim daha da arttı.Sophie'ye de çok kızdım ama kızın âşık yüreği ne yapsa, ne çekmeyi göze alsa haklı gibi geldi. Yine söylüyorum Brendan'ın bendeki yeri değişmedi. Sevemedim bu adamı.Benim seride asıl beklediğim kişi, gelecek kitaptaki Kalbin Ateşi'ni canlandıracak Stephan! Seviyo'm bu adamı. İlk kitaptan beri kalbim onda ve okurken de kalbimin ateş alacağına hiç şüphem yok.Neyse konu dağılmasın.
"Hanımeli....""Ne?""Hanımeli kokuyorsunuz.""Evet, yıllardır hanımıeli kokarım. Bu da mi yanlış?""Kesinlikle büyük bir yanlış."Sophie ona aklını kaçırmış gibi baktı."Gözyaşlarını boşuna harcama."Sophie sağ gözünde titreşen bir damla yaşı akmadan hırsla sildi ve nefretle tısladı. "Canın cehenneme!"Genç adam öyle manidar bir hareket yaptı ki Sophie onun senelerdir cehennem ateşlerinde yandığına inanacaktı neredeyse."Küçük kedi beni çok rahatsız ediyorsun."


Evlendikten sonra Brendan'ın daha ılıman davranmasını her beklediğim yerde adam kızı daha çok incitti öyle ki bazı sahnelerde okurken sinirimden ağladım. Sophie'nin değil de benim canımı yakıyormuş gibi ağladım. Yazık be insan bu kadar kırıcı mı olur ! Sonra kendisi de pişman olduğu halde o buzdan duvarlarında küçücük bir delik açılmasına izin verse ölecekmiş gibi her seferinde daha da katılaştı.Kitabın sayfalarını sular seller gibi okuma sebebimin bir diğeri de Brendan'ın belki bu sayfada ağzından güzel bir söz çıkar düşüncesiydi.Ama nafile :p Neyse Brendan'ı sevmediğim yeterince anlaşıldı ama kitabın kurgusuna değinmedim henüz. Çekişmeli evlilikleri biraz sinir katsayımı test etmiş olsa bile kitabın sonu dehşetti. Çok beğendim ya ! Brendan'ın o buz kalbi bir nevi çözüldü benim de içimden ona -azcık- bir şeyler aktı.Liliana ise sonunda layık olduğundan da fazlasını buldu. O kız başına gelenlerin kat ve kat fazlasını hak eden bir zehirli yılan ! Sokacağı başka insanlar bulmasını umuyorum. Sophie bu zehre bağışıklık kazandı gibi.

Kitabın en sevdiğim yeri ise, kapak tasvirinin olduğu yerdi. Yemin ediyorum okurken o sahne gözümün önünde cereyan etmiş de sanki Brendan yerinde ben Sophie'yi köşedne izliyormuşum gibi o duruşun Sophie'ye kattığı huzuru bozmamak için çıt çıkarmamaya çalıştım. O kadar güzel bir tasvirden siz bile bu sahneyi canlı canlı okumuş gibi hissedersiniz. Hele gece 3 surlarında okurken, keşke sabaha karşı okusaydım da odama güneş dolarken o anı canlandırsaydım düşüncelerim de cabasıdır.

Ve her ne kadar Brendan'dan nefret etmiş olsam da kitabın sonu manyak bitti. Sonundaki o hareket kitaba farklı bir tat vermiş.
"Sophie sen benim buz tutan ruhumun ateşisin."


Kitabın konusuna biraz değinirsem, 

Sophie yumacak bir yüreği olan ailesinin tek kızı bir leydi. Ve amcası ile yengesinin bir kazada ölmesi üzerine kuzenine evlerini açan ailesi sayesinde Liliana, sevgili kuzeni artık onun için bir nevi kardeş olur. Ya da en azından kendi beklentisi böyle. Ama kuzeni ise sinsi bir yılan gibi daha eve ayak bastığı ilk andan itibaren Sophie'nin hayatını cehenneme çevireceğini gösterir.Ve aradan geçen yıllarda bu düşünceyi doğrular. Liliana, sinsi sinsi Sophie'nin hayatında değer verdiği her şeyi elinden almaya çalışır. Başarılı da olur.Ama bu bence Sophie'nin suçu ! Her yaptığını sineye çekmek de bir yere kadar yahu. Kim katlanır böylesi bir pisliğe. Sophie'deki o yumuşak yürek beni bazen delirtti. İnsan birkaç yerde şuna ağzının payını verir.Ama Sophie iki bağırıyor sonra Liliana'nın kendisinden içinden gelmeden dilediği yalan özürleri kabul ediyor.Yalan olduğunu bile bile. İşte böyle bir kız Sophie. 

Brendan'ı ise zaten Aşkın Ateşi'nden tanıyoruz. Bildiğiniz buz dolabı! Ruhun Ateşi'nde anneciği Brendan'ı dünya evine sokma konusunda kesin kararlara varmış.Ve bu defa pes etmeye niyeti yok. Niyeti olmadığı gibi istediğini elde etmek için de her şeyi yapıyor. :D Ve sonuçlarından hiç de pişman değil. Evlenmekten oldum olası kaçınan Brendan ise kendisini hiç tipi olmayan Sophie'yle evli bulunca bu zoraki evliliğin ona kendisine zindan olduğu gibi onu bu duruma düşürdüğü için Sophie'ye de zindan olmasına karar verir.

İşte Ruhun Ateşi'de bundan ibaret, kısacası hemen alın sinirlenseniz de okuyun ve sevin.





Ruhun Ateşi || Rita Hunter
Ruhun Ateşi || Rita Hunter

Jennifer L.Armentrout || Lux Serisi [Obsidiyen] Film Oluyor!

23 Tem 2013

Beş Kitaplık LUX Serisi Hollywood Yolcusu.


DEX'in sevilen yazarı Jennifer L. Armentrout'un Lux Serisi film oluyor ! Evet, doğru duydunuz serinin hakları satın alınmış. Kedicik ve Sevgili Öküz Deamon Hollywood yolcusu !
Sierra Pictures, serinin finansını karşılamayı kabul etmiş. Bu durumda önümüzdeki zaman dilimlerinde serinin filmi ile ilgili detaylı bilgileri takip etmek şart oldu :D
Çekimler hakkında henüz bir bilgi mevcut değil. Tek yayımlanan haber Jen'in, 17 yaşındaki bir kızın kapı komşusunun bir insan olmadığını keşfettiği kitap Obsidiyen'in finans haklarının alındığına dair. 

Benim aslım merak ettiğim nokta ise oyuncular ! Jen'in kendi face sayfasında haberi yayımlamasıyla okurlarından gelen yorumlar kitap kapaklarındaki çiftten, Pepe Toth'un Deamon'ı canlandırmasından yana. 

Açıkçası Deamon olarak Pepe'yi o kadar benimsedim ki ben de başkasını düşünemiyorum. Bakalım ilerleyen zamanlarda nasıl haberler alacağız. Kimler oynayacak veyahut tarih ne olacak beklemedeyiz.




Kalbimin Tek Sahibi || Jo Beverley [Kitap Yorum]

20 Tem 2013



          Orijinal Adı: The Lord of My Heart
          Edisyonu: Kalbimin Tek Sahibi
          Bağlı Olduğu Seri:
          Yayınevi: Artemis Yayınları
          Yazar: Jo Beverley
          Türü: Historical Romance, Orta Çağ, Tarihi, Romantizm
          GR Puanı: 3,81
     
          İnceleme Linkleri: Goodreads||Amazon
Medeleine de  la Haute Vironge, unvanını ve malikanesini yok olmaktan kurtarmak için,  Kral William’ın önerdiği üç lorddan biriyle evlenmeye mecburdur.Kader, manastırda büyümüş bu güzelliği, içlerinden en tehlikeli olanını kollarına atıverdi.Medeleine bu büyüleyici ve heyecan verici yabancıyı arzuluyor, ancak bir taraftan da ondan korkuyordu.
Ailesine duyduğu sadakat ve krala duyduğu bağlılık arasında kalan yakışıklı Aimery de Gillard ise, halkına yardım için yaşayan genç bir adamdı ve Altın Geyik adıyla, tekin olmayan ormanlık bölgelerde gizli işler için dolaşırdı.Kendisiyle evlenme onuruna erişecek genç ve güzel kadın onun bu sırrından şüphelenince hayatı ve amacı tehlikeye girdi.Yine de bu asil kalp, karşısındaki güvensizlikle günçlenip Medeleine’in hassas masumiyetine tutku ile bağlanacaktı.


Kesinlikle okumakta geç-hem de ne geç- kaldığım bir kitaptı. Üzülerek söylüyorum ki, tedarik ettikten sonra bile elim gitmedi kitaba bir türlü. Sanırım bunda kapağı ve konusunun basitliğinin etkisi çok.Arka kapağını okuyunca okuduğum kitaplardan pek farkı yok gibi geldi ama yazarın kalemi diğer kitaplara göre farkını göstermiş.
Aslında orta çağ romanlarını o kadar çok sevmem. Konunun içinde fazlasıyla tarih barındırınca sıkıyorlar.Fakat bu yazar dozunda kullanmanın yanı sıra anlatımını da sıkmayacak şekilde ayarlamış.Bu sayede okurken sıkıldım diyebileceğim bir husus söz konusu değil. Kitapla ilgili tek sıkıntım başlarında gelişen olayların-güzel de olsa- evlenme süreçlerini çok uzun tutması oldu. Bir ara evlenmeleri 260'ı falan bulunca konun geri kalanından nasıl bir şey çıkacağından korktum ama beklediğimden iyi bir kurguyla yazar kitabı çok güzel sonlandırmış.Uzun lafın kısası tavsiye edilir arkadaş! Oku bunu :D

Konusuna değinecek olursam, kımızın Medeleine annesinin isteği üzerine küçükken manastıra katılan ama içinde oraya ait olmadığını bildiği için sürekli yemin etmekten kaçınan bir genç hanım. Ailesininde o sıralarda unvanı olmadığı için babası ve abisi Kral William'ın tahta geçmesiyle ona destek verirlerken ölüler. Bu sırada William kızımızın ailesin hem bir unvan hem de bir mülk bırakır ardında da sevgili Medeleine'in yıllardır beklediği kurtuluş ayağına gelir. Kral William kızımızı manastırdan çıkarıp 3 birbirinden kuvvetli savaş lordunun önüne atar. Medeleine'e ise tek bir seçenek kalır. Aralarından kendisinden nefret bile etse topraklarına yardımcı olacak Aimery de Gillard'la evlenmek !

"Medeleine âşıktı. Başlangıçta sırf hoşluk olsun diye ona 'kalbimin efendisi' demişti ama şimdi yürekten söylüyordu."


Aimery ise Altın Geyik lakabıyla anılan Baddersley'deki halkı Medeleine'in amcasının yaptıklarına ve Norman'ların kötülüklerine karşı korur. Bu sıralarda da Medeleine'in büyüsüne kapılır ama onun halka zulüm ettiğini öğrendiğinde ise kendisini ona karşı korur.Fakat Kral William onu, bu masum ama halka zulüm eden kadınla evlenmek zorunda kalınca tüm işler arap saçına döner.Zira kızdan ölesiye nefret ederken onunla evlenmek nasıl bir çelişkidir siz düşünün artık!

"Sizin için bir ceviz kırmamı ister misiniz, Leydi Madeleine?""Kafanızda kırabilirsiniz, efendim!" 

Aimery kendisini kızımıza karşı korur ama Medeleine kocasına abayı yakar. Birbirlerini yerler sonra güvenler kurulur ve kızmız kocasına büyük bir aşkla bağlanır.Geriye kalan kocasını kendisine bağlayacak sadakati göstermek ! Gidişat olarak çok güzel bir kitaptı. Kesin tavsiye ediyorum. Oldukça keyif alarak okudum. Yorum yazmam bile zaman aldı kitabı nasıl tavsiye etsem diye. Beğendiğim kitaplarda yorum yazarken çok teraddütlerim oluyor. Benim nazarımda güzel kitaplar, "Okunmaz, hissedilir." o yüzden de nasıl anlatacağımı pek bilemiyorum. güzel bir dönem kitabıydı. Devamı çıkmalı !






Hani Facebook'ta iş yoktu?

18 Tem 2013

Yenibiris.com’un yeni uygulamasını duydunuz mu? Facebook profiliniz üzerinden bir tıkla bağlanacağınız insankaynaklari.com, profesyonel iş ağı oluşturarak size en uygun işi, en kısa sürede sunmakla görevli!

Facebook, sizin de dahil olduğunuz, 32 milyon kişinin üye olduğu geniş bir sosyal ağ! Bu sosyal ağda arkadaşlarınız, arkadaş olmak istedikleriniz, çalışmak için hayalini kurduğunuz şirketler de var! Peki çalışmak istediğiniz şirketlere tek tıkla ulaşmak istemez misiniz?

Biliyorsunuz iş bulmak isteyenler için en önemlisi, çalışmak istedikleri şirketlerdeki kişilerle nasıl bağlantı kuracaklarıdır… İnsankaynaklari.com sayesinde Facebook profilinizden istediğiniz bilgilerle oluşturduğunuz profilinizle çalışmak istediğiniz şirketlere “şimdi başvur”u tıklayarak iş başvurusu yapabilirsiniz. Diyelim ki çalışmak istediğiniz şirkette bir arkadaşınız çalışıyor. Onun aracılığıyla ulaşmak istediğiniz kişiye “Tanıştırılma talebi” yollayabilir, birinci ve ikinci dereceden bağlantınızın yardımıyla işi siz alabilirsiniz! Bağlantılarınızdan referans ve rozet talep ederek profilinizi sahip olduğunuz özelliklerle donatabilirsiniz. Tamamen ücretsiz bir uygulama olan insankaynaklari.com hem işveren hem de iş arayanlar için yepyeni fırsatlar sunuyor! Siz de insankaynaklari.com’a gelin, size en uygun işi kolaylıkla bulun. İnsankaynaklari.com ile iş bulmak artık daha kolay!

www.insankaynaklari.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.


Frigid || J.Lynn- Trailer Reveal [Tanıtım Videosu]

16 Tem 2013


Frigid
Orijinal Adı: Frigid
Türkçe Adı: Frijit
Bağlı Olduğu Seri: Frigid #1
Yazar: Jennifer L.Armentrout (J.Lynn)
Türü:New Adult, Yeni Yetişkin, Romantizm

İnceleme Linkleri : Goodreads || Amazon
Yirmi bir yaşındaki Sydney için Kyler’a âşık olmak yeni bir şey değildir. Kyler onu okul bahçesinde düşürdüğünden ve Sydney ona çamurdan pasta yedirdiği zamanlardan beri birbirlerinin en iyi arkadaşı olmuşlardı. Bir yerde,  yıllar içerisinde Sydney ona abayı yakmıştı hem de çok ciddi bir şekilde.  Buradaki büyük problem ne miydi ? Kyler  bir erkek fahişeydi.O asla bir kızla birkaç geceden fazla vakit geçirmezdi ve üniversitedeki son yıllarında Syd ona âşkını itiraf edip dostluklarını riske atmak istemiyordu.
Kyler, Sydney’i her zaman kendi ulaşamayacağı kadar yükseklere koymuştu. Kayler’a göre, Sydney mükemmeldi ve her şeydi.Ama ona karşı hissettiği duyguları her zaman gizliydi veya başka bir kadına yönelikti. Sonuçta Kyler daima yanlış yollarda gezen bir çocuk ve Sydney’de onun asla sahip olamayacağı bir kız olacaktı.
Ama her ikisi de büyük ve gösterişli bir kayak merkezinde mahsur kaldıklarında,  birbirlerine karşı duydukları ateşli duyguların yüzeye çıkmasına hiçbir şey engel olamayacaktı. Dostluklarının büyüsü bu durumda ayakta tutabilirler mi ? Daha da iyisi, onlar bütün bu olanlarda ayakta durabilir mi? Çünkü kar yağarken, birisi onları izliyordu ve bu kayak gezisi birçok yönden hayatı değiştirebilirdi.



Jennifer'ı Tanıyalım =))

New York Times USA TODAY Bestseller Yazarı Jennifer L. Armentrout, Batı Virjinya Martinsburg’da yaşıyor.Hakkında duyduğunuz dedikodulara kanmayın, gerçek değil.Yazmak onun için hiç de zor değil.Kendisi zamanını okuyarak, anlamaya çalışarak, kötü zombi filmleri izleyerek, yazıyormuş gibi yaparken sevgili eşi ve Jack Russell, Loki’si ile zaman öldürerek geçiriyor.
Onun yazar olma hayalleri cebir sınıfında kısa hikâyeler yazarak zaman geçirirken başladı…matematik onun için kasvetli diye açıklanabilir.Jennifer , bir genç yetişkin fantastik (YA),bilim kurgu ve çağdaş romantizm yazarıdır.Ayrıca J.Lynn takma adıyla da yetişkin romanları yazmaktadır.






İrtibat linkleri =))

Twitter: https://twitter.com/JLArmentrout
Facebook: https://www.facebook.com/JenniferLArmentrout
Website: http://www.jenniferarmentrout.com/


   Book Trailer;




**************

Frigid

For twenty-one-year-old Sydney, being in love with Kyler isn’t anything new. They’d been best friends ever since he pushed her down on the playground and she made him eat a mud pie. Somewhere over the years, she fell for him and fell hard. The big problem with that? Kyler puts the ‘man’ in man-whore. He’s never stayed with a girl longer than a few nights, and with it being their last year in college, Syd doesn’t want to risk their friendship by declaring her love.



Kyler has always put Syd on a pedestal that was too high for him to reach. To him, she’s perfect and she’s everything. But the feelings he has for her, he’s always hidden away or focused on any other female. After all, Kyler will always be the poor boy from the wrong side of tracks, and Syd will always be the one girl he can never have.

But when they’re stranded together at a posh ski resort due to a massive Nor’easter, there’s nothing stopping their red-hot feelings for each other from coming to the surface. Can their friendship survive the attraction? Better yet, can they survive at all? Because as the snow falls, someone is stalking them, and this ski trip may be a life-changer in more ways than one.



Brothers Conflict || Anime Tanıtım

15 Tem 2013




Adı: Brocon
İngilizce Adı:Brothers Conflict
Türkçe Adı: Erkek Kapışması
Yayın Tahiri: 02.07.13
Statüsü:Devam Ediyor.
Kategori:TV Serisi
Bölüm Sayısı: 13
Türü:Romantizim, Shoujo, Harem


Normalde Harem animelerinde çok seçiciyim. Öyle hemen direkt atlayıp da izlemem.Bazen çok saçma olanlarına denk geliyorum. En azından birkaç yorum gördükten sonra izlemeyi tercih ediyorum fakat bu anime beni yanıltmadı. Fazla bir beklentiyle başlamadım. Özellikle MyAnimeList'de gördüğümde konusu çok ilgimi çekti ve hemen buna saldırdım. Bir bakarım beğenmezsem bırakırım diyordum ama beğenmemek gibi bir kelime bu animeye kullanılamaz.Ne yalan söyleyeyim, opening'i bende biraz Amnesia'yı anımsattığı için içeriğinden çekindim ama o anime nerde bu anime nerde yani. XD Kesinlikle bu yazın en iddalı animelerinden birisi bu bana göre.

OPENING 1



Hinata Ema ünlü macerapereset Hinata Rintarou'nun tek kızıdır.Ve Ema sevgili babacığından bir gün,  kendisi gibi ünlü bir tekstil imalatçısı olan Ashaina Miwa ile yeniden evleneceğini öğrenir.Eh tabi onlar evlendikten sonra kızımız babası ve yeni eşini rahatsız etmek istemez. Zaten annesi öldüğünden beri hep tek başına yaşamıştır. Babası sürekli iş için uzaklarda olduğundan kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş olan Ema,babası ve Asahina'ya rahatsızlık vermek istemediğinden, Sunrise Malikanesi denilen bir konakta, 13 yeni  üvey erkek kardeşiyle beraber yaşama kararı alır.Erkek kardeşleri Ema'ya göre çeşitli yaşlarda olmakla beraber kızımızı evlerine büyük bir sevecenlikle kabul ederler. Ema'da yanlız geçirdiği yıllardan sonra 13 kardeşiyle beraber yaşayacağı bu kalabalık evi yeni ailesini çok çabuk benimser. Ama ateş ve barut ne kadar yan yana durur ki? Aynı çatı altında yaşamaya başladıklarında, Asahina kardeşler ve Ema arasında çeşitli duygular boy göstermeye başlar.



    TRAILER:





MY RATING: 5

Elit || Kiera Cass (The Selection #2) --> Alıntılar


 


Ve tabii ki Aspen vardı.
Artık erkek arkadaşım sayılmazdı-Seçim'e katıldığım belli olmadan önce benden ayrılmıştı-ama saraya muhafız olarak  geldiğinde,unutmaya çalıştığım tüm duygular tekrar kalbimi istila etmişti.Aspen benim ilk aşkımdı;ona baktığımda..Onundum.

***


''Son zamanlarda keşfettim ki..''
''Söyle.''
''Senden uzak durmak konusunda kesinlikle berbatım.Bu ciddi bir problem.''
Gülümsedim.''Gerçekten denedin mi ki?''
Bunu düşünüyormuş gibi yaptı.''Eh,hayır.Ve denemeye başlamamı da bekleme.''





***


''Yakında Seçim'i usullere göre sonlandırdığımda,sana evlenme teklifi ettiğimde,bana evet demenin nefes almak kadar kolay olmasını istiyorum.Şu anda ve o an geldiğinde,böyle olması için gücünün yettiği her şeyi yapacağıma söz veriyorum.Neye ihtiyacın olursa,ne istiyorsan,sadece söylemen yeterli ve ben de senin için her şeyi yapacağım.''









***

''Bu adil değil Maxon'' diye mırıldandım.''Ben sana ne verebilirim ki ?''
Gülümsedi.''Tek istediğim,benimle birlikte kalacağına,benimle olacağına söz vermen.Bazen,gerçek olamayacağını düşünüyorum.Kalacağına söz ver.''
''Tabii ki.Söz veriyorum.''

***

Ne kadarda budalaymışım.Dünyada beni gerçekten tanıyan,gerçekten seven tek insandan neredeyse vazgeçiyordum.Aspen ile ikimiz,birlikte bir hayat kuruyorduk ve Seçim,bunu neredeyse yok etmişti.
Aspen,evim gibiydi.Aspen güvencemdi.

***



''Seni çok incittiğimi düşünüyorum.Hala bana nasıl aşık olabildiğine inanamıyorum'' diye itiraf ettim.
Omuz silkti.''Böyle işte.Gökyüzü mavi,güneş parlıyor ve Aspen,America'yı sonsuz seviyor.Dünyanın bu şekilde olması gerekiyor.Cidden Mer,hayatımda tek istediğim kız sensin.Başka biriyle birlikte olmayı hayal edemiyorum.Kendimi buna hazırlamaya çalışıyordum,yanı
olur da eğer..Olamam.''


***


Bu öpücükleri özlemiştim,öylesine sakin,öylesine netti ki.Biliyordum ki hayatım boyunca,eğer Aspen ya da başka biriyle evlenirsem,asla bu şekilde hissedemeyecektim.Dünyasını daha iyi bir hale getirdiğim yoktu.Onun dünyası bendim sanki.Patlama etkisi yoktu;havai fişekler atılmıyordu.Ateşti,usulca içten dışa yanıyordu.

***

''Bana güven Mer,seninle birlikte olma fırsatını tepen aptalın tekidir.''
''Sen beni başkasına yollamıştın.'' diye hatırlattım.
''İşte bu nedenle biliyorum.'' diye cevaplarken gülümsedi.

***

''Sonsuza dek değişmemi sağladın.Ve ben seni asla unutmayacağım.''
Serbest kalan elimde göğsüne dokundum,paltosunu düzelttim.''Başka kimseye karşı kulağına dokunma.O bana özel.'' Ona ciddi bir tebessüm gönderdim.
''Birçok şey sana özel America.''



Elit

Yanlış Yatak || Katee Robert --> YORUM




Kitabın Adı: Yanlış Yatak
Yazarı: Katee Robert
Orijinal Adı: Wrong Bed,Right Guy
Bağlı Olduğu Seri: Come Undone #1
Yayımcı: Nemesis Kitap 
‘’Bazen yaptığın yanlıştan dönmek istemezsin.’’


Vee Yanlış Yatak bitti.Hatunumuz Elle. Hayatında hep 'Yanlış' erkekleri seçmiş, 'Yanlış' yataklara girmiş bir kadın. Bu duruma artık bir son vermek ister.Patronunu baştan çıkarmak için onun yatağına çıplak girmeyi düşünür.Ve o yatağa çıplak girip baştan çıkartıyor ! Ama kimi? Patronunun erkek kardeşi Gabe'i ! Başta farkına varmayan Elle biraz vakit geçirdikten sonra yataktaki adamın Nathan olmadığını anlayıp çığlığı bastığı gibi yataktan fırlayıp kaçıyor!  Kısacası Elle yine 'Yanlış Yatak' a girmiştir.


Ve yataktaki elemanımız: Gabe ! Görünüş bakımından tipik kötü çocuk imajında. Dövmeler,seksi vücut,gece kulüplerinin olması,dövmesi dükkanının olması vs..vs.. Elle'in uzak durması gereken adamlardan.Fakat kim Gabe'e karşı koyabilir Tanrı aşkına ! Ah yataktan kaçan Elle'i söyledik ama yatakta kalan Gabe'in durumuna değinelim biraz. Elle'in etkisinden henüz kurtulamadı yavrum.Kız gittikten sonra hala onu arzuluyor.Kardeşinin odasına dalıp kızın kim olduğunu öğreniyor.Gabe Elle'i elde etmeden duramayacaktır.Elle'i unutamaz ve onu elde etmek için elinden geleni yapar.




Kitabın başları oldukça eğlenceliydi.Keşke bu durum kitabın geri kalanı içinde olsaydı.Kitabın ortaları ve sonu normal bir şekilde devam etti.Gabe'in Elle'i elde etme çabaları,ikilinin birbirlerine karşı koyamaması ve ilişkileri üzerine devam etti. Çevirisinde bir sorun göremedim.Akıcı bir kitaptı.İnce kitaplara pek alışamasam da yazar iyi ki uzatmamış kitabı,yoksa çok sıkıcı olurdu.Ve sonu ! Sonu cok güzel ve tadında bitti.Kitapla ilgili tek eleştirim biraz daha olay olabilirdi.Kitap biraz daha heyecanlı olabilirdi.Güzel bir hikayeydi,keyif alarak okudum.Çok çok iyi miydi derseniz hayır değildi ama çerezlik tatlı bir hikayeydi.Tavsiye ederim. ;)

                       
                                                    

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS