TRAJEDİ. SEKS. TUTKU. KAHKAHA. KISKANÇLIK.
Orijinal Adı: On Dublin Street
Bağlı Olduğu Seri: On Dublin Street# 1
Yazar: Samantha Young
Yayınevi: DEXPlus
Kitap Dili: Türkçe
Puanım: 4/5
Joss geçmişte yaşadığı acıları bir kutuya kilitleyip her şeyi unutmak için Amerika’dan İskoçya’ya yerleşmişti ve şimdi yeni bir ev arıyordu.Bulduğu ev Dublin Caddesi’ndeki havalı binalardan birindeydi.Yolda bir adamla karşılaştı.Takım elbiseli, bronz tenli, çıldırtıcı İskoç aksanlı, maço tavırlı, seksi bakışlı Braden’la.
Joss, Braden’ın her zaman kolunda taşıdığı Barbie kılıklı kızlardan biri değildi, olmaya da hiç niyeti yoktu.
Ama insan arzularına nereye kadar gem vurabilir?
Kalbiniz başka, beyniniz başka şey söylüyorsa, hangisinin sözünü dinlersiniz?
DexPlus’ın ilk kitabını okudum!
Hızlı bir giriş oldu, kabul ediyorum. Ama kitap cidden çok güzeldi. Dünden beri yorum yapıp yayımlayabilmek için şiddetli bir telaş içerisindeyim.Aslında kitabı On Dublin Street, orijinal olarak teee geçen sene çok sevdiğim bir arkadaşım önerince okunacaklarıma eklemiş, ilk bölümü okumuş ama sonra bir türlü devam etmek istemediğim için hep ertelemiştim.Erteleye erteleye de en son DexPlus’tan çıkacağını duyunca; “Çıkınca okurum.” Durumlarına kadar geldim. Ve nihayetinde de çıkınca okudum. Neden bu kadar tutulduğu ortada!
İlk olarak Braden Carmichael gibi bir karakterin olduğu başka kitap bilen varsa hemen söylesin! Adama bayıldım. Devamını acilen okumam gerek. İkincisi, kız karakter tam bir salak! Ama Braden onun yarattığı boşluğu çok iyi dolduruyor. Hatta abartıyorum, kızı yok sayarak okuyabilirsiniz. XD Ne de olsa Braden gibi birini kaptığı için içinizde oluşacak kıskançlık tohumları filizlenince kızı ciddi ciddi yok sayıyorsunuz. Şimdi, “Yok artık!” diyenler vardır ama okuyunca anlarsınız. Hâlâ yeryüzünde böyle bir canlının olma oranını hesaplıyorum.Gerçi olsa bile neden inatla "salak kızlar" diye diretip bunları seçiyorlar anlamıyorum da. :D Neyse konuyu dağıtmadan kitabın yorumuna geçeyim ben.
Öncelikle yazarın dilini çok sevdim. Hiç sıkılma, duraklama veyahut sonra devam ederim gibi bir istek oluşmadı içimde. Hatta bir gecede bitecek bir kitap ama ben çalışan biri olduğum için uykuma feda ettim kitabı. XD Yoksa elinize almanızla bitirmeniz bir olur.
Geçmişinde ailesinin kaybıyla feci şekilde dağıtmış ama sonra silkelenip kendini bir nebze toplamış Jocelyn Butler, esas kızımız ve biz ona kısaca Joss –Braden ise inatla Jocelyn- diyeceğiz. Joss ev arkadaşının master için ayrılmasıyla yalnız kalınca kendisine yeni bir ev ve yeni bir ev arkadaşı ararken kendisini bir anda Dublin Caddesi’ndeki zengin mi zengin bir evde Ellie adında bir kızın yanında yaşarken bulur. Tabi kızımızla ilk görüşmeye gideceği sırada tesadüfen karşılaştığı “takım elbise”nin kendisine yarattığı çekimi de es geçmeyelim. Zira bir iki hafta içerisinde aslında o etkilendiği adamın yeni ev arkadaşının ağabeyi olduğunu öğrenince ve Braden’ın Joss’tan gerçekten hoşlanmasıyla hikâyemiz başlıyor.Hoşlanmak da ne hoşlanmak hani! Adam resmen; BENİMSİN! modlarına girdi ya. Bir sahiplenme bir maçoluk bir diretme.. Görülmüş şey değil! Hani maço erkeklere kızarsınız ama Braden gibi maço olacaksa başımla beraber oluyor. XD
Joss verdiği kayıplardan ötürü birilerine bağlanmaya, o kişiyi/kişileri sevmeye kapalı, duvarları olan bir genç kadın. Braden ise istediğini elde etmeye alışık ve bu kez de Joss’u isteyen kararlı bir adam. Joss diretiyor Braden inatlaşıyor ve çiftimiz aralarındaki çekime yenik düşünce de küçük bir anlaşma yaparak; sadece seks hayatı yaşamaya karar veriyorlar. En azından Joss için bu daha uygun.Zira adam ne kadar ciddiye dönmeye uğraşırsa Joss’ta duvarlarını kalınlaştırıp bi’ o kadar mesafeyi açmakta kararlı oluyor.Sırf bu kızın salaklıklarından ötürü kitaptan bir puan kırdım. Katlanılacak gibi değildi ya! Bulmuş da bunuyor yemin ederim. >_>
“En son görüştüğümüzde seni ürkütecek bir şey söyledim galiba. Ya da yanımdaki biri seni ürküttü?” Kendini beğenmiş. Kahkahayı patlattım. “Vicky mi?”
Bana tekrar döndüğünde pis pis sırıtıyordu. “Kıskandın mı?”
Bu konuşma gerçek miydi? İki haftadır görüşmemiştik ve..puff! Egoizmine hayretle gülümseyerek kollarımı göğsümde birleştirdim. “Biliyor musun, bu odaya sığabilmiş olmam gerçek bir mucize, koca götlü egon her yanı kaplıyor çünkü!”
Kadın karakter gerçekten sinirlerimi bozdu ya! Tamam, bazı sıkıntılar yaşamış. Kolay kolay kimseye bağlanamıyor ama şimdi eğri oturup doğru konuşalım Allah aşkına! Zira bunun Braden'a yaptıklarını biri bana yapsa kesinlikle kıçına tekmeyi basardım. Adam da harbi peygamber sabrı vardı. Hele bir de Braden Joss'un tüm yaptıklarına rağmen hâlâ ondan vazgeçmezken kızın salak gibi; "Beni gerçekten sevmiyor." takıntısı da ayrı sinir etti ya! Sanki kendisi sevgisini çok göstermiş gibi bir de bundan yakınıyor.
Braden bunun kıçına tekmeyi basmadı ya, helâl olsun vallahi. Bu gibi tipler neden inatla böyle salak kızlarda diretiyorlar bir türlü çözemiyorum işi..Neyse. İşte efendim bir süre "seks body" olayı uyguluyor ve sürekli birlikte oluyorlar ama sevgili gibi bir izlenim de sergilemiyorlar.
Tabii ki yine Joss'un suçu! Ama git gide de birbirlerine kapılmaya başlıyorlar. Özellikle Joss o çokkkk güvendiği duvarlarını yıkıp kimseye bahsetmediği geçmişinden Braden'a bahsetmeye başlıyor. Ve yavaş yavaş duvarlar yıkılınca da kızımızı yeni bir telaş sarıyor; "Bana n'oluyor?!" Ki, bununla artık son noktayı da koyuyor ve Joss'u görmezden gelemeye başlıyorum. İnanın hiç de zor değildi. Ne de olsa tamamen Braden gibi bir varlığa odaklı okudum. XD
VE FAVORİ ALINTIM!
MY RATING:4
DUBLIN CADDESI||SAMANTHA YOUNG