İSKOÇYALI'NIN AŞKI // AMANDA FORESTER

28 Kas 2012

İskoçyalı’nın Aşkı / Amanda Forester




Bu aralar vasat kitaplarla geçiyor günlerim. Bu da onlardan birisi. Aslında kitap için ‘’hiç’’ okunamaz diyemem. Ama eğer bir historical romance takipçisiyseniz , bu kitap sizi tatmin etmez.Çünkü kitap çok boş. İçerisinde konu şu diyebileceğim pek bir şey göremedim.Sonra çok fazla esinlenme var gibi geldi. Yazar farklılık yaratayım derken kitabın içindeki konuyu – olmayan konuyu- batırmış resmen.


Keşek klasik türde işleseydi bence o bile şuan ki halinden güzel olurdu.Kitaptaki erkek karakteri sevdim , en azından  onun anormal bir durumu yoktu.Ama olaylar çok saçmaydı. Sonra çevirisinden –özellikle baş kısımlarında- hiç hoşlanmadım. Tan yelinden bahsediliyor , sabah olmuş gibi konuşuluyor. Daha da beteri güneşi doğmadığını 2 sayfa sonra öğreniyorsunuz ve ‘’ne sayıyor bu ?’’ diye tekrar gözden geçiriyorsunuz. Vasat bir kitaptı benim için. Daha iyi – iyi diyorum mükemmel değil- historical romance kitapları okumuştum.

Birkaç yıl önce Fransa’da bir Fransız kontesine aşık olmuş ve onun tarafından kandırılmış olan MacLaren Lideri , Padyn MacLaren kadınlara asla güvenmemeyi ve sadece klanı için savaşmayı kendisine görev bilmiştir.Fakat bir anda kendisini evli bulunca işler beklediği gibi gitmez. Graham toprakları tehdit altında olunca liderleri tek varisi öldüğü için kızını MacLaren ile evlendirerek hem topraklarını hem de kızının geleceğini kurtarmak ister. İşte bundan sonrası bir yığın acayiplikle geçiyor.

Adam yediği kazıktan sonra her kadına aynı gözle bakıyor , tabi bundan kızımız Alia’da nasibini alıyor. Hem de birçok kez. Ama bir kısmında ‘’Beni kendi hatalarımla yargıla.’’ diyor. Ki kendilerini orada takdir ettim. Lafı iyi geçirdi. Padyn’e de hak veriyorum aslında. Adam o kontese gerçekten aşık olmuş. Kadın da bunu bayağı bayağı elinde oyuncak etmiş. Kendisi için İngilizlere karşı savaşmasını ve topraklarını korumasını istemiş , bir de bu süre de kendisine bir İngiliz aşık bulmuş.

Daha da beteri Padyn hangimiz dediğinde onunla savaşarak hem adamı asla sırtından atamayacğaı bir yükle bırakmış hem de ihanetinin izini yüzüne çizmiş.Doğal olarak erkek karakterimizde kadınlar konusunda boyunun ölçüsünü aldığını düşünmekte. Alia’ya gelirsek kızı tam olarak çözemedim. Hem içinde vahşi bir kadın yatıyor hem de kim ne derse ‘’tamam’’ diyor. Neredeyse annesi için kendisini manastıra kurban edecekmiş. Kız da bir acayiplik vardı. Konusu bakımından kitap bence gerçekten vasat. Şimdi Alia ve Padyn evleniyor ama nasıl bir hikmetse sürekli bir türlü birlikte olamıyorlar ve her seferinde aynı diyalog kullanılıyor. Sanki yazar yazmaya üşenmiş de bir önceki diyalogu kopyala yapıştır yapmış.

Sonra –ki en çok komiğime giden yer bu kısmı- Padyn Alia’ya kendisine asla yalan söylememesi şartı ile ona zorla dokunmayacağını söylüyor. Kız kendini manastıra adamış nasıl yalan söylemesini bekliyor anlamadım. Kız da doğrucu davut zaten. Bir de o yetmezmiş gibi gizem yaratmaya kalkışmış ama onu da becerememiş. Çünkü olayların arkasındaki hain bariz belli oluyor. Benim için vasat ötesi bir kitaptı. Okunamaz değil ama daha iyi historcal kitaplar okudum. O yüzden gereksizdi.

5 yorum:

  1. Ama bu da okunacaklar arasında.. şimdi bu yorumu okuduktan sonra elim hiç gitmez kitaba :/

    YanıtlaSil
  2. Ben bunu fuarda bir hevesle almıştım çok içerledim verdiğim paraya. Saçma sapan bir kitaptı.

    YanıtlaSil
  3. Bende fuarda almıştım şimdi çok üzüldüm hee

    YanıtlaSil
  4. Zevk meselesi canım ya. Sadece benim yorumuma göre değerlendirme derim. Ama çok da işer yarar bir kitap olduğunu söyleyene pek denk gelemedim.:(

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS