Orijial Adı: Providence
Türkçe Adı: Araf
Bağlı Olduğu Seri: Providence #1
Yazar: Jamie McGUIRE
Yaynevi: Yabancı Yayınları
Puanım: 4 /5
Konusunu bilmem de diyaloglarına öleceğiniz bir kitap için
Jamie McGUIRE ARAF’ı okuyun derim.
Melekler, şeytanlar, bir melez melek bir insan ve imkânsız bir aşk harmanı !
Melekler, şeytanlar, bir melez melek bir insan ve imkânsız bir aşk harmanı !
Yabancı Yayınları’nın Tatlı Bela’sıyla çok ses getiren
yazarı Jamie’den ARAF’ı da sonunda kitap piyasasında gördük. Aslında Tatlı
Bela’dan sonra paranormal kitabının nasıl olacağını çok merak ediyor hatta
Tatlı Bela kadar tutmayacağını düşünüyordum, ama yanılmışım. Zira kitabın -500
sayfa olmasını da göz önüne alarak söylüyorum ki – sıkıcı hiçbir tarafı
yok.Bilakis diyalogları bakımından hayran kaldığım bu
kitap oldu.Özellikle de şu diyaloğa hâlâ gülmekteyim. XD
"Ryan beni seviyor, ben Jared'ı seviyorum. Ikisini de iki saniyedir tanıyorum!"
"Ryan beni seviyor, ben Jared'ı seviyorum. Ikisini de iki saniyedir tanıyorum!"
Jamie’nin Araf’ının
da en az Tatlı Bela’sı kadar etkileyici olduğunu söylemek istiyorum.Zinhâr
bunda da bir Travis vakası ile karşı karşıyayız. XD Jared’ın varlığı kitabı
okurken sizi öyle bir sarıp sarmalıyor ki bir bakıyorsunuz Travis’i unutmuş
yeni fenomeniniz olarak Jared’ı sahiplenmiş, kimseyle paylaşmak istemeyecek
hallere geliyorsunuz. ^^
Lafı dolandırmadan kısaca yine güzel bir aşk romanı
biz okurları bekliyor hem de ne aşk romanı ! Melekler ve şeytanların engeli
arasındaki bu aşk hayallerinizi sınırını zorlayacak bunu bilin yeter. XD
Biraz da sizi nasıl bir kitap bekliyor ondan bahsedelim, nasıl bir kitap okuyacağınızı görmüş olun.
Hikâyemiz ana karakterimiz Nina Grey adındaki genç kızımız
ve onun talehi olan –bu kelimemiz size yabancı gelecek ama yorumun devamını
bekleyin lütfen XD- Jared Ryel arasında geçiyor. Nina babasının cenazesinden
birkaç saat sonra kaldığı yurda dönmek için yolda bitkin bir şekilde otobüs
beklerken şansına akşamın o saatlerinde yalnızlığını gören bir genç adam onun
acısına ortak olmak için geliyor ve kızımız bu yabancıyı daha ilk gördüğü andan
itibaren sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi hissediyor. Yabancımız ise
kızımızı yurduna bıraktıktan sonra hiçbir şey söylemeden geldiği karanlık
sokaklarda yeniden kayboluyor. Tıpkı bir hayal gibi… Hayal miydi dersiniz? Kim
bilir.. ^_^
Neyse efendime söyleyim kızımız ondan sonra yabancımızı
tekrar göremediği için bunun bir hayal olduğundan kesinlikle emin olur ve hatta
onu o gecedeki karanlığa bırakmaya başlar.Ta ki aynı yabancımız yeniden
karşısına çıkana değin… Sonrası ise tam düşündüğünüz gibi diyeceğim fakat öyle
değil. Bu yabancı Nina’nın hayatına sadece anlık giren bir gizem ve sürekli
Nina’nın en sıkıntılı olduğu anlarında yanında beliriyor, ona yardım ediyor
sonra ise kendi karanlığına yeniden bir hayalmiş gibi kaybolup gidiyor.
Nina’nın ise tek öğrenebildiği –zor da olsa- bu yabancının isminin Jared
olduğu..
Jared, Nina’nın her zorda kaldığı anda, tam olması gerektiği
yerden geçen – tesadüfe bakın ki- birisi
ve Nina onun sayesinde asla tehlikeli
bir durumda kalmıyor.Ama bir yandan da bu yakışıklı –zira Nina adamımızı
ayaklı bir yakışıklılık abidesi görüyor. Hani haksız da sayılmaz ya- çocuğun
neden hep peşinde olduğunu merak ediyor ve sonra ona ilk görüşte vurulduğu için
her şeyi es geçmeye başlıyor. Ama bir yere kadar. Çünkü sizin de her başınız
sıkıştığı an birisi çıka gelse siz de bir yerden sonra “Nasıl yani?” sorularını
sormaya başlarsınız. Neyse. Uzun lafın kısası Nina bi’ yerden sonra sorularına cevap almak
konusunda kararlı olunca Jared’da Nina’ya kaderini değiştirecek o cevapları
bahşediyor. Şu ana kadar yazdıklarımdan vardığınız kanı kesinlikle doğru ama
tek farkla;
Jared bir melez melek ve onun görevi atandığı insan –talehi-‘ı korumak ! Nina ve Jared arasında bir Jared’ın doğasından gelen bir bağ var ve Nina doğduğu andan itibaren Jared kendisini onu korurken bulmuş.. Ama zamanla bu dürtüleri aşka dönüşmüş. Hem de ne aşka!
Jared bir melez melek ve onun görevi atandığı insan –talehi-‘ı korumak ! Nina ve Jared arasında bir Jared’ın doğasından gelen bir bağ var ve Nina doğduğu andan itibaren Jared kendisini onu korurken bulmuş.. Ama zamanla bu dürtüleri aşka dönüşmüş. Hem de ne aşka!
“Benim varolduğumu bile bilmiyorken sen, sana âşıktım ben.” –Jared Ryel
Ve Jared ömrünü atadığı bu kıza ne zaman âşık olduğunu bile
bilmezken , Nina ve Jared, Nina’nın babasının ölürken peşinde bıraktığı
düşmanlar yüzünden büyük bir tehlike altında olmasına rağmen bir yandan Jared’a
âşık olması ama bi’ melek ve talehi arasında bir ilişki yaşanmasının yasak
elmasını tatmaya uğraşırlar diğer bir yandan da melekler ve şeytanların bu
imkânsız aşka engel olma çabalarına karşı gelmeye çalışırlar.
Size zaten yorumun başından da Jared’a ÂŞIK olacaksınız
demiştim ve bu konuda hiçbir istisna kabul etmiyorum. Böyle biri beni de takip
edebilir. Hiç sorun değil bence. :D
Kitapla ilgili tek olumsuz görüşüm paranormal öğesinin çok geri planda bırakılmış olması. Yazar kitabı daha çok romance (aşk) ağırlıklı yazmış bu da paranormal kısmını geri plana atmış. Halbuki bu kitap bir melek ve insanın aşkını işliyor bence o kısımlar daha ön planda olabilirdi. Bir de çevirisini beğenmedim maalesef. Çok moto mot cümleler. Duygusuz geldi bana. Ama buna rağmen 500 sayfa kitap su gibi akıp gidiyor. Bu yüzden okurken sıkılmıyorsunuz. Kısacası bence güzel bir YA okumadan geçmeyin derim. :))
Kitapla ilgili tek olumsuz görüşüm paranormal öğesinin çok geri planda bırakılmış olması. Yazar kitabı daha çok romance (aşk) ağırlıklı yazmış bu da paranormal kısmını geri plana atmış. Halbuki bu kitap bir melek ve insanın aşkını işliyor bence o kısımlar daha ön planda olabilirdi. Bir de çevirisini beğenmedim maalesef. Çok moto mot cümleler. Duygusuz geldi bana. Ama buna rağmen 500 sayfa kitap su gibi akıp gidiyor. Bu yüzden okurken sıkılmıyorsunuz. Kısacası bence güzel bir YA okumadan geçmeyin derim. :))
bu kitabı sipariş vercem ama başka kitaplarda almayı düşünüyorum bana kitap önerebilir misin ?:D
YanıtlaSil