Tehlikeli Kızıl | Tarryn Fisher [Ön Okuma Partisi&Hediye]

24 Şub 2014


Ve, ve, ve yine bizz!
Bi Ön Okuma Partisi ile yine sahalardaki yerimizi aldık. Bu seferki kitabımız Tarryn Fisher'ın yurt dışında çok ses getirmiş serisinin ikinci kitabı Tehlikeli Kızıl. Yalnız afiş de fazla tehlikeli duruyor he. XD
Neyse efendim serimizin ilk kitabı, ki benim favorimdir, Fırsatçı'yla ilgili yorumumu merak edenler varsa -etmelisiniz bence!- hemen bir göz atın diyorum.

Fırsatçı | Tarryn Fisher[Kitap Yorumu]

İlk kitabın yorumunu okuduysanız şimdi de ikinci kitap ve Ön Okuma Partisi konuğumuz Tehlikeli Kızıl'ın kitap tanıtımını ve hemen ardından da ön okumasını okuyoruz.

Keyifli okumalar millet !


Tarryn Fisher | Tehlikeli Kızıl


Kitap Tanıtımı

Sevgili Fırsatçı,
Onu benden alabileceğini sandın ama kaybettin. Ve şimdi benim olduğuna göre onu elimde tutmak için her şeyi yaparım. Şüphen mi var? Senin olması gereken her şey benim. Olur da merak ediyorsan; aklına bile gelmiyorsun artık. Onu bırakmayacağım… Hem de hiç.
Tehlikeli Kızıl
Leah Smith sonunda istediği her şeye sahiptir. Tam olarak öyle olmasa da. Evliliği, ömür boyu sürecek bir bağlılıktan ziyade daha çok bir borç gibiydi. Oluşturmak için var gücüyle uğraştığı imajı ise gözlerinin önünde dağılıp gidiyordu. Yeni bir rol ve sırlarla dolu geçmişiyle Leah, çaldığı şeye sahip çıkmak için ne kadar ileriye gideceğine karar vermeliydi. 
****

Ve tabi ki ön okumamızın ilk partisini de es geçemyin. Sonra "N'oluyor?" burada dersiniz. :D




Ön Okuma Part#2


Gözlerimi kıstım ve birden midemin boşluğa düştüğünü hissettim. O kadınla bir alakası vardı. Biliyordum.

Bu düşüncelerimi kelimelere dökmedim. Güvensizliklerimi açık etmeyecek kadar akıllıydım, o yüzden sadece kayıtsız bir tavırla omzumu silktim ve yüzüne gülümsedim.

“Özel bir nedeni var mı?” diye sordum tatlı bir sesle.

Bir dakikalığına yüzünden bir şey, gözlerinin önünden bir gölge geçtiğini görür gibi oldum, sanki gözünün önünde oynayan bir film görüyormuş gibi. Zorlukla yutkundum. Bu
ifadeyi biliyordum.

“Tatlım—?”

Film bitti ve bana geri döndü. “Bu ismi hep sevmişimdir. O da bir Estella’ya benziyor.

Sesinde bir şey vardı.

Bana göre daha çok kel ve yaşlı bir adama benziyordu ama başımı salladım. Kocama hayır diyemedim; yani görünüşe bakılırsa çocuğun hayatının içine etmiştik.

Eve duş almaya gittiğinde yastığımın altından telefonumu çıkarttım ve Google’da Büyük Umutlar’dan ‘Estella’yı arattım. Bir internet sitesinde onun büyüleyici bir güzellikte olduğu, taş kalpli bir kişiliği ve üstünlük kompleksi olduğu yazıyordu. Bir diğerinde onun Pip’in istediği ve sahip olamadığı her şeyin can bulmuş hâli olduğu yazıyordu. Telefonu bir kenara koydum ve yanımdaki beşiğin parmaklıklarının arasından baktım. Caleb’ın her yaptığının bir amacı vardır. Acaba ne kadardır bir kız çocuğu istiyordu, merak ediyordum. Acaba dokuz ay boyunca ben erkek olmasını beklerken o da kız olmasını mı umuyordu, merak ediyordum.

Hiçbir şey hissetmiyordum; arkadaşlarımın kendi çocuklarıyla ilgili anlattıkları o coşkun annelik duygularını hissetmiyordum. Kayıtsız şartsız, her şeyin üstünde, hayatımın aşkı gibi ifadeler kullanmışlardı. Gülümsemiş, başımı sallamıştım ve bu ifadeleri kedi çocuğum olacağı zaman kullanabilmek içinde beynimde saklamıştım. Ve işte şimdi,
hissiz bir şekilde burada öylece duruyordum. Bu ifadelerin hiçbir anlamı yoktu benim için. Bir erkek olsaydı farklı hisseder miydim? Bebek çığlık çığlığa ağlamaya başladığından hemşire çağırma düğmesine bastım.

“Yardıma mı ihtiyacınız var?” diye sordu, ayıcık desenli bir önlük giymiş ellili yaşlarında bir hemşire odaya hızla girerken. Ayrık dişlerini açıkta bırakan gülümsemesine kuş-kuyla baktım ve başımı salladım.

“Onu çocuk odasına götürebilir misiniz? Biraz uykumu almam lazım.” Estella odamdan tekerlekli beşiğiyle çıktı ve rahatlayarak bir iç çektim.

Bu işte iyi olmayacağım. Ne düşünüyordum ki ben? Yogada yaptığım gibi burnumdan nefes alıp, ağzımdan verdim.

Sigara içmek istiyordum. Sigara içmek istiyordum. Kocamın sevdiği kadını öldürmek istiyordum. Hepsi o kadının suçuydu. Zaten evlenmiş olduğum adamı elimde tutmak
için hamile kalmıştım. Bir kadının bunu yapmasına gerek kalmamalıydı. Evliliğinde güvende hissetmeliydi. Bu yüzden evlenirsin: ruhunu çalmaya çalışan tüm erkeklerden kendini korumak için. Ben ruhumu Caleb’a isteyerek teslim etmiştim. Kurbanlık bir kuzu gibi ruhumu ona sunmuş-tum. Şimdi sadece başka bir kadının hatırasıyla değil, bir de
büzüşük bir bebekle de rekabet etmek zorundaydım. Daha şimdiden sanki göz bebeklerinde Büyük Kanyon’u görebiliyormuş gibi gözlerine bakıyordu.

İç çektim ve dizlerimi çenemin altına alıp ayak bileklerimi ellerimle kavrayarak top şeklinde kıvrıldım.

Bu adamı elimde tutmak içi sayısız şey yapmıştım. Yalan söylemiştim ve hile yapmıştım. Kâh seksi, kâh uysal, kâh vahşi, kâh savunmasız olmuştum. Kendim dışında her şey olmuştum.

Şu anda o benimdi ama ben ona hiçbir zaman yeterli gelmedim. Hissedebiliyordum; bana bakışlarında bunu görebiliyordum. Gözleri hep soru sorarcasına, bir şeyler arıyormuş gibiydi. Ne aradığını bilmiyordum. Keşke bilseydim. Bir bebekle - kendi bebeğimle yarışamazdım.

Ben neysem oyum.

Adım Leah ve kocamı elimde tutmak için her şeyi yaparım.


Leah'ın kocasını elinde tutmak için ne yapacağını merak ediyorsanız, devamı yarın Yorum Durağım'da! 
Bizi bekleyin.



ÇEKİLŞ


Tehlikeli Kızıl | 23 – 27 Şubat

1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4.Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller

2 yorum:

  1. YasemiNurgül Yiğit25 Şubat 2014 13:57

    ysmnmrt2010@hotmail.com adresiyle üye oldum :)
    Herkese bol şans.

    YanıtlaSil
  2. bana çıksın çok istiyorum. >///<

    YanıtlaSil

Yorumunuz için teşekkür ederim.

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS