Orijinal Adı: A Lady Awakend
Türkçe Adı: Ahlaksız Teklif
Yayımcı: Aspendos Yayınları
Yazar: Cecilia Grant
Türü: Historical Romance, Aşk, Tutku, Romantik
Puan: 2,5/5
Yeni dul kalmış ve konağı ile çok sevdiği hizmetkârlarını, kötü niyetli kayınbiraderinden kurtarabilmek için başka çaresi kalmayan Martha Russell, cüretkâr bir fikre gebedir. Ya da daha doğrusu, gebe kalmak için cüretkâr bir fikri vardır. Ne de olsa, eğer yolda bir vârisi olursa, geleceği güvence altında olacaktır. Edep uğruna bildiği ne varsa arkasında bırakan Martha, ahlaksız şöhretiyle Londra'dan sürülmüş komşusuna yaklaşır ve kesinlikle ticari bir teklif sunar: Bir ay sürecek günahkâr bir ilişki... bir ücret karşılığında.
Theophilus Mirkwood, bu teklif karşısında aşağılanmış hissetmeliydi. Dehşete kapılmalıydı. Ama reddetmek için fazlasıyla cazip bir teklifle gelmiş olan bu dul kılığındaki baştan çıkarıcı kadına nasıl oluyor da karşı koyamıyordu? Parasının hakkını vermeye kararlı Theo, bu utanç verici şekilde ihmal edilmiş güzel kadını, bedensel zevklerle uyandırmaya girişir, ancak kadının bu ahlaksız anlaşmadan hiçbir keyif almamaya kararlı olduğunu fark eder. Elbette, Martha ona sonsuza dek karşı koyamaz. Ama bir kadının tatlı boyun eğişi, ikisinin de kalplerini en beklenmedik şeye… aşka açabilir miydi?
Türkçe Adı: Ahlaksız Teklif
Yayımcı: Aspendos Yayınları
Yazar: Cecilia Grant
Türü: Historical Romance, Aşk, Tutku, Romantik
Puan: 2,5/5
Yeni dul kalmış ve konağı ile çok sevdiği hizmetkârlarını, kötü niyetli kayınbiraderinden kurtarabilmek için başka çaresi kalmayan Martha Russell, cüretkâr bir fikre gebedir. Ya da daha doğrusu, gebe kalmak için cüretkâr bir fikri vardır. Ne de olsa, eğer yolda bir vârisi olursa, geleceği güvence altında olacaktır. Edep uğruna bildiği ne varsa arkasında bırakan Martha, ahlaksız şöhretiyle Londra'dan sürülmüş komşusuna yaklaşır ve kesinlikle ticari bir teklif sunar: Bir ay sürecek günahkâr bir ilişki... bir ücret karşılığında.
Theophilus Mirkwood, bu teklif karşısında aşağılanmış hissetmeliydi. Dehşete kapılmalıydı. Ama reddetmek için fazlasıyla cazip bir teklifle gelmiş olan bu dul kılığındaki baştan çıkarıcı kadına nasıl oluyor da karşı koyamıyordu? Parasının hakkını vermeye kararlı Theo, bu utanç verici şekilde ihmal edilmiş güzel kadını, bedensel zevklerle uyandırmaya girişir, ancak kadının bu ahlaksız anlaşmadan hiçbir keyif almamaya kararlı olduğunu fark eder. Elbette, Martha ona sonsuza dek karşı koyamaz. Ama bir kadının tatlı boyun eğişi, ikisinin de kalplerini en beklenmedik şeye… aşka açabilir miydi?
**********
Uzun zamandır şöyle sert bir yorum yapmamıştım. Ama bu kitap hak etti. Beğenmedim. Hak ettiği şekilde de yorumlanacak, o kadar! Parama yazık oldu be! Bir kitabın anlatımı ancak bu kadar sıkıcı olabilirdi. Aslında bu durumu direkt kitaba da yormak istemiyorum. Zira çeviride buna etki etmiş gibi geliyor ama sonuç; bitmesi işkence bir kitap. Historical Romance bir kitabın içinde "nanemolla" ve "ankastre kitaplik" ne arıyor Allah'a sen?! Hadi kitaplığı salladım da 19. yy da "Onu nasıl bir nanemolla sanıyordu?" biraz tuhaf duruyor. Vermek istediği anlam açık da olsa bu adam "nanemolla" demez!!
Her neyse. Sıkılmamdaki bir diğer unsur da; benim beklentilerimin etkisi... Çünkü konusuna bakınca çok değişik bir kurgu bekliyordum. Ama ner'de..! Daha ilk 30 sayfada "Bu ne yahu?" düşünceleri bastı..
Bir kere en deli olduğum şey aralarındaki anlaşma!
Yaptıkları anlaşma gereği birlikte oluyorlar ve aralarındaki ilişki iki cesedin
bile daha sıcak olacağı izlenimi veriyor okura. Gerçi erkek karakterimiz, Theo
zaten tutkulu biri ama kadın kahramanımız, Martha yani Bayan Russell usturuplu bir
dul, dindar bir kadın olunca aralarındaki anlaşma gereği oluşan birliktelik de;
"Hazır misin?, Hazırım." "Bitti mi?, Bitti." dışında bir
diyalog içermediği gibi duygudan da yoksun bir kurgu oluşturmuş. Adam bile bir
kısımda kadın karaktere; “Ceset bile senden daha sıcak olur.” diyor. Kaldı ki
haklı da. Cidden kadın karakter bu zamana kadar okuduğum en sıkıcı kişilikti. Bir
posta daha katlanamayacağım bir tip.Yani utanmasa adama anlaşma gereği gireceğimiz ilişki bitince oturup örgü örelim diyecek! O kadar ya -___-
Erkek karakterin de ondan aşağı kalır yanı
yok, gerçi.
Zira o da tam bir MORON! Gerçekten moron ya. Kitabın başlarında
adamın anlama yetisinden şüphe ederek okudum kitabı. Yani bunu yazarının
vermek istediği sorumsuz Theo’nun, sorumluluk sahibi olup kendini toparlaması
izlenimini okumak yerine Theo’nun tuttuğunu koparan bir erkek olduğunu okumayı
yeğlerdim. Adam süt çocuğu gibi geldi gözüme. Bu ne pasifliktir ya ! Martha
bile bundan daha girişken. Altını çizerek belirteyim kimse bana adam asil kadın
çalışarak gelmiş demesin, n’olur! Bunca historical okuyorum hiç bunun kadar
sönük adam okumadım. Yazar sonlarında Theo’yu açtı gerçi ama iş işten geçti
benim için.
Aralarında geçen bir diyalog:
Aralarında geçen bir diyalog:
"Ne yapıyorsunuz?" dedi, sesi kendi perdesinin doruklarına ulaşmıştı.
"Geceliğinizin askılarını açıyorum. Panik yapmayın." Siyah bombazeni omuzlarından indirdi. "Ve siz okumanızı yaparken de, iç gömleğinizin üzerinden ensenize kadar omurganızı öpmek istiyorum. Planımın tamamı bu işte."
"Kötü bir plan. Saçlarımı örseniz daha iyi.Kendinizi tuhaf durumlara sokmaya meyillisiniz."
İşte yani bu kadar soğuk bir ilişki. Tamam ilerisinde toparlıyor biraz ama sıkıldığım gerçeği değişmeyecek. Değişmedi de zaten. Neyse efendim, kitabın başını sevmesem de ilerisine karşı
bir nebze umudum vardı işte, açılacağını düşündüm ama yazar konuyu çok gereksiz
yerlere saptırdı, iyice kastı. Sözde sorumsuz erkek karakterimizi adam
edeceğiz. Bu adamdan bir bok olmaz bence. Kafa basmıyor, kendi bile kabul
ediyor. Ne diye zorlaya zorlaya okuru sıkıyorsun ki? İlla tarım, bahçe, çiftçi
işinden anlamak zorunda mı be ? Başka bir özelliğini çıkar ortaya! Theo zaten
çok yardımsever biri. Yardımsever bir Baron olsun yeterdi. Ama yok illa
babasının işini anlayacak. O basmayana kafaya rağmen. Zaten bir yerden sonra
süt çocuğu tipi edindi iyice kasıldım okurken. Gerçi sonunda amaçladığı şekilde
okura istediği izlenimi vermeyi başarmış yazar, ama sıktı yahu ! Sıktı.Ne gerek
vardı o kadar uzatmaya o saçmalıkları..
Hele hele Martha’nın usturuplu dul olması saçmalığı da ayrı
mevzu. Usturupluymuş. Duy ama inanma cinsinden. V_V’ Kadın kendine ulvi bir
görev edinmiş; neymiş efendim, kayınbiraderi konağı eline geçirirse hem
topraklardaki halka hem de konaktaki hizmetkârlara zarar verir. Ben bunun önüne
geçeyim be! Madem iş vâris’e kalmış.Dur şu yeni komşu tam bir DAMIZLIK tipinde
o bana yardım eder. !! U_U
"Durun. Durun." Ağzını sildi. "Sizi doğru mu anlıyorum?"
Martha'nın kaşları bir araya geldi. "Bunu bilmemin imkânı yok. Umarım doğru anlıyorsunuzdur."
"Az önce beni fahişeniz olmak üzere tutmayı teklif etmiş olduğunuzu anlıyorum." Son bir kez daha öksürdü. "Doğru mu?"
"Damızlık hayvan benzetmesi daha iyi olacaktır...."
"Durun. Durun." Ağzını sildi. "Sizi doğru mu anlıyorum?"
Martha'nın kaşları bir araya geldi. "Bunu bilmemin imkânı yok. Umarım doğru anlıyorsunuzdur."
"Az önce beni fahişeniz olmak üzere tutmayı teklif etmiş olduğunuzu anlıyorum." Son bir kez daha öksürdü. "Doğru mu?"
"Damızlık hayvan benzetmesi daha iyi olacaktır...."
Amaçladığı şeye lafım yok ama bu kadın hem bu boku yiyip de
hem bana dindar ayağına yatmasın ya! Bi’ de bu kadar günaha batıp, bu anlaşmayı
sadece iş görürse sanki daha az günah çekecekmiş ayaklarında değil mi! İşte ona
fıttırdım.
Neyse işte sonlarına doğru erkek karakterimiz, ciddi ciddi
bir ağırlık sahibi oldu da bir şeye benzedi kitap. MArtha’nın zaten bir
ağırlığı var ve inanın kitapta sayesinde EPEY bir ağır oluyor. Theo’nun açıldığını söylediğime bakmayın, sadece
babasına karşı artık rest çekebilen biri oldu o kadar. Zira Martha hâlâ oldukça atik biri..Evlilik
teklifi bile kızdan geliyor, o kadar geri planda yani.. U.U
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim.