Harlequin Kitaplarım Geldi. :))

4 Şub 2013

 
Sabah ofisime bir girdim ve ne göreyim; kargom gelmiş. :D Açıkçası bugün gelir felan diye beklerken cumartesiden ofiste olacağını bilseydim erken çıkmaz beklerdim.Harlequin'in yeni kurduğu kendi satış sitelerinden daha ilk alışverişim ama hızlı oldukları bir gerçek.

Ama beni en çok sevindiren şey ayraçlar (!) Harlequin kitaplarının ayraçlarını bulmak pek kolay olmuyor. Kitaplarla beraber ayraçları da görünce çok sevdim.Hiç oılmamasındansa birkaç tane de olsa Harlequin ayracım olması çok hoş bir duygu.Neyse.Elimdeki kitaplarla ara ara bunlarıda okuyacağım.Çerezlik niyetine iyi giderler.Özellikle de Yalnız Adam'ı okumak için sabırsızlanıyorum.O seriden bir bunu alamamıştım, çok da içimde kalmıştı.Şimdi tedarik ettim.En kısa zamanda da okuyacağım.

Nora Roberts'ın bir diğer hikâyesi olan Mcgregor'ların atasının oluştuğu Alacakranlık'ta oldukça ilgimi çekmekte sırayla okudukça buradan yorumlarımı paylaşırım.


Kitapların konuları;


  THEA'NIN SUÇU NE - ELIZABETH ROLLS

Thea, henüz on altı yaşındayken, babasının zoruyla Nigel Lallerton ile evliliğe doğru yol alırken, nişanlısına, kendisiyle kesinlikle evlenmeyeceğini söylemesinin ardından, genç adam, ölü bulunur. Kurşun kendi silahından çıkmıştır.
Bu olayı izleyen sekiz yıl boyunca Thea, ufak bir kasabada, Maria halasının yanında tam bir inziva hayatı yaşar.
Sonrasında, acımasız babasının zoruyla, Londra sosyete hayatına yeniden girmesi, bir anda söylentilere neden olur. Nigel ölmüş müdür, öldürülmüş müdür? Nigel öldürüldüyse bunu kim yapmıştır? Thea'nın inzivaya çekilmesinin ve bir daha hiçbir zaman evlenmeme kararının nedeni, ölen nişanlısı Nigel'e olan aşkı mıdır, yoksa bunun arkasında başka bir bit yeniği mi vardır?
Bütün bunların Londra sosyetesinde en acımasız şekilde tartışılması, bu işlerde 'Thea'nın Suçu Nedir?' sorusunu gündeme getirir.

Thea'nın yıllar sonra çocukluk arkadaşı Richard ile karşılaşması ve eli onun eline değdiği anda dünyasının değişmesi, onun yaşamında çok önemli bir dönüm noktası oluşturur. Ve Richard'ın da manevi desteğiyle bütün gerçekler ortaya çıkar.



YALNIZ ADAM - NORA ROBERTS

En çok sevdikleri kişileri kaybetmenin travmasını bir şekilde atlatmış ama hâlâ acı çeken bir erkek ve bir kadın…
Karikatürist Grant Campbell, babasının ölümünden sonra şehirde barınamamış, ücra bir sahildeki deniz fenerinde münzevi bir hayat yaşıyordu.
Ünlü ressam Gennie-Genviève Grandeau ise kız kardeşini kaybettikten sonra kalabalıklar içinde olmasına rağmen kendini yapayalnız hissediyordu.
İki acılı insan, fırtınalı bir gecede karşılaştılar ve içlerinde bambaşka fırtınalar koptu. Şiddetle direnmelerine karşın gittikçe birbirlerine yaklaştılar.
Grant, yalnız bir adamdı ve hâlinden memnundu. Gennie’ye ilk görüşte kapılmış, onun çarpıcı güzelliğiyle sarsılmıştı ama o, yıllar önce terk ettiği pırıltılı bir dünyada yaşıyordu.
Gennie için Grant tam anlamıyla bir muammaydı ve onu çözmek için yanıp tutuşuyordu.
Birbirlerine âşık olmalarına rağmen, acaba korkularını ve sırlarını gömüp, birbirlerine güvenebilecekler miydi? Ortak bir noktada uzlaşabilecekler miydi? Grant ya geçmişin etkisinden kurtulacaktı ya da gelecekteki mutluluğunu riske atacaktı.






 ALACAKARANLIK – NORA ROBERTS

İskoçya, 1745... Kanlı bir meydan savaşının yanı sıra, başka bir savaş daha yaşanmış ve kazanılmıştı... Bedeli onur, zaferi aşk olan savaştı bu...
Serena MacGregor, bir İskoçyalı olarak, tüm İngilizlerden nefret ediyordu ve son derece geçerli nedenleri vardı. İngiltere’nin, Ashburn Kontu, Brigham Langston da bu nefretten payına düşeni alacaktı.
Brigham, İskoç davasına olan sadakatiyle MacGregor ailesine kendini kanıtlamış ve saygılarını kazanmıştı, ama Serena’nın, ona ve ırkına duyduğu nefretten vazgeçmeye hiç niyeti yoktu.
Güzelliği, tutkuları, inançları, davasına olan adanmışlığıyla Serena’ya âşık olan Brigham, onun bu nefretini yenmek ve onu kazanmak zorundaydı.



TENDEKİ KIVILCIM - MAYA BANKS

“Seni sevmek istemiyorum.”
Pippa Laingley bunu nasıl düşünememişti ki? Cameron Hollingsworth’la geçirdiği ateşli gecenin sonunda hamile kaldığını anlayınca bir yol ayrımına gelmişti.
Bu gizemli adamın, duygularının çevresini kale duvarlarıyla ördüğünü nasıl unutmuştu?
Bunun nedeninin de daha önce sevdiklerini yitirmesi olduğunu yeni öğreniyordu.
Cameron şimdi aynı tehlikeyle yüz yüzeydi. Ya Pippa’yı kendinden uzak tutacak, böylece yeni acılar yaşamayacak; ya da kalbini ona açacak ve her tehlikeyi göze alacaktı.
Her iki halde de acı çekmeye mahkûmdu…


KORSAN ROBIN HOOD - CATHERINE MANN Hillary Wright, her zaman yanlış adamları kendine çeken bir mıknatısı gibiydi. Son sevgilisi de Hillary’nin başının yasalarla derde girmesine neden olmuştu.
Adını temize çıkarmak ve dolandırıcıları yakalatmak için hükümetle yaptığı anlaşmanın içeriğinde, kötü şöhretli Troy Donavan’ın sevgilisi olmakta vardı.
Troy eskiden adı çıkmış bir bilgisayar korsanıyken, şimdi bir trilyoner ve hükümet için çalışan bir ajandı.
Hillary’nin uzak durmak için ant içtiği her şey bu adamda toplanmıştı. Troy’ un sır saklayan doğası da yaralı kadının güvensizliğini körüklüyordu.
Aralarında oluşan ve dizginlenemeyen bu büyük tutkunun karşısında, Hillary’nin mantıklı olmak gibi bir seçeneği yoktu.




 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS