‘’Özgür, gökyüzüne bak, yıldızlar bile yalnız değil görüyor musun? Nasıl da çoklar. Ay’ın etrafını nasıl da süslemiş, ışıldıyorlar. Peki, ben , ben niye bu kadar yalnızım?’’
‘’ Siyah döpiyesi, örgülü saçlarıyla belirginleşen güzelliğine rağmen, nasıl oluyor da bu kız bu kadar yalnızdı. Hem şaşırmış hem de çok üzülmüştüm. Neden bilmiyorum ama onu kollarıma alıp, hayır Yağmur, yalnız değilsin, ben de buradayım, diyebilmeyi çok istedim o an. ‘’
''Hani gayet neşelisindir, eğleniyorsundur ama bir anda çalan bir şarkının notaları ya da şarkıyı söyleyenin sesi kulağına geldiğinde, sanki çok dertliymişsin gibi efkar basar ya insanı.. Benim halimde böyleydi işte.''
-Dik kafalının tekisin, asıl bu olmaz!
-İnatçılık etme,bak bozuşuruz sonra!
-Bozuşmaktan korktuğumu sanıyorsun!
-Hayır, sadece gideceksin diye korkuyorum.
Dudakları dudaklarındaydı ve ikisi de artık mücadele etmeyi bırakmıştı. AŞK GELİP YÜREKLERİNE KURULMUŞTU BİR KEZ,İKİSİNİ BİRBİRİNE ÇARPA ÇARPA ADAM EDECEKTİ.
‘’Bu arada benim adım Yağmur. Yetimhane kapısına bırakıldığım gün şiddetli bir yağmur varmış dışarda. O yüzden adımı Yağmur koymuşlar. Doktor kontrolünden sonra en fazla üç günlük olduğum yönünde bir rapor düzenlenmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bir anne neden, hangi sebeple bebeğini o soğukta kapılara bırakır? Sebep ne olursa olsun bu, benim yaşadıklarımı açıklayabilir mi? Bu ketumluğumun, içime kapanıklığımın, çalışma hırsımın, insanlara güvensizliğimin tek suçlusu gerçekten ben miyim? ‘’
-Özgür,
kalbim kuş
gibi çırpınıyor
ve sen bunun daha fazlası için
her şeyi
yapıyorsun.
-Kalbinin sadece Özgür diye çarpması için her şeyi yaparım Yağmur.
‘’Ne hissediyor,ne düşünüyor tahmin etmek çok zor.Tek bildiğim gözlerindeki o bakış.Sanki eskiden tanıyorum,sanki o hüzün çok bildik...O buruk hali niye bana bu kadar dokunuyor,niye onu gözlerinden atmasını istiyorum?Bunu henüz kendime açıklayabilmiş değilim.’’
-Teşekkür ederim, Özgür.
-Ne için?-Benim gibi bir huysuza katlandığın için..
-Çok şükür.Huysuz olduğunu kabul ettin sonunda..Ama..
-Ama ne?-Keşke her huysuz senin gibi güzel olsa..
"Nasıl özledim, bilemezsin. Meğer ben kalbimi sende unutmuşum."
Titriyordum, çok duyguluydu ses tonu.
"Kalbini,kalbimin en özel köşesine sakladım Özgür.Yeniden istersen kaybolmasın diye.."
"Ben kalbimi değil,seninkini istemeye gelmiştim oysa.."
''Hani odunlar toplanır,üst üste konur.Yakmak için sadece bir kibrit alevi yeterlidir.Şimdi içlerinden birisi duygularını açsa o küçük kibrit ateşi etrafı kora çevirebilirdi.Her ikisi de buna hazırdı.''
‘’ Kolların öyle güçlü ki güven veriyorlar bana. Gözlerin bazen hırçın, bazen deli bozuk esiyor. Aramızdaki tutku, ürkmek bir yana dursun, ruhumu ısıtıyor. Şu koltuğa oturduğumuzdan beri tek bir kelime etmedik. Sen beni seyretmeyi seçtin ben de kollarına sığınmayı.. Parmaklarım yüzünde gezinirken gözlerini kapatıyorsun. Gerçekten etkiliyor mu seni dokunuşlarım? Daha önce de birçok aşk itirafı aldım . Ama kimse senin gibi bakmadı bana ya da kalbimi görmek istemedi onlar. Her bakışın bir ok olup kalbime saplanıyorsa, bu aşkın heybetinden korkmakta haksız mıyım.? ‘’ –Yağmur
''Seni bana getirdiği için kaderi çok sevdim.Kaderimizi çizen bu yeri de bu yüzden sevdim.Hepsinden önemlisi de,seni çok ama çok sevdim Yağmur.''
‘’Canım… Sen böyle kollarım melek gibi uyurken, her şey ne kadar güzel. Melekler gibisin. Masum ve temiz.. Bazen kanatlarını üstüne örtüp çekiliyorsun kendi dünyana. Oysa ben, kanatların olmak isterim. Bana küstüğünde, kırıldığında, izin vermem üzülmene. Bu gece sadece sana sarılarak uyumak öyle zor ki.. Ama anlamıyorum zannetme seni, elbette anlıyorum. Kızgınlığım, sana doyamamaktan kaynaklanıyor. Bu gece kediler gibi uyudun yorganın altında. Çok sevdim bu halini. Tıpkı diğer hallerini de sevdiğim gibi..’’ -Özgür
‘’Kalbin kuş gibi çırpınıyor kollarımda, duyuyorum sesini. Gözlerin.. Onların müptelası oldum farkında değilsin. Seni seyrettikçe sanki kalbime daha çok dolduruyorum. Kollarım bedenine dolanmışken, nasıl da zor tutuyorum kendimi. Öyle kıvrımlı katların var ki..Bu çok zor.. Kör kütük aşığım sana işte..Üstüne bir de göğsüme doğru sokulmuşsun, nefesin tenime değiyor. İnsan nasıl tutar kendini yanmamak için? Yanmaya başladığında kül olmamak olur mu hiç?'' -Özgür
‘’Bazen düşünürüm, dünyanın nasıl bir adaleti var diye. Kimi bolluk içinde yüzer, kiminin bir lokma ekmeği yok. Sadece standartlar göz önünde tutulduğunda bile insan ah etmeden geçemiyor. Yine de bugünümüze şükür deyip kendimizi avutuyoruz. Bazıları şanslı doğar, bazıları şansı yakalar. Ya da kovalar mı demeliyim? Şanslı doğmadım bu açık ama şans denen o mereti yakalayacağım. Buna kimse engel olmayacak. Ya çalışarak olacak ya da tesadüfen. Ama olacak..’’
''Aslında sen gülümsediğinde saçtığın enerjiyi bilmediğinden ağlıyorsun.Ama o halini gönül gözüyle bir görsen,bir daha ağlamazdın.''
''Gece nasılda soğuk,nasıl da katran karası..Ben nasıl bir kaderle başbaşayım böyle?Suna'nın dizlerine kafamı koyup öylece ağlıyorum.Darmadağınığım.''
-SADE
Vay canınaaaa çok güzell bu kitabı okumak istiyorum :)
YanıtlaSil